Bence Bishop'ı kurabiye satan izci kız kılığına sokalım. | Open Subtitles | أنا أصوت بإرسال بيشوب فتاة الكشافة لبيع الكوكيز |
- Medyaya beni İzci Kız olarak tanıttın. | Open Subtitles | أنت وصفتني في وسائل الإعلام باعتباري فتاة الكشافة |
Şuna bir bak seni izci kız. Zihnini geliştir. | Open Subtitles | ، انظري، فتاة الكشافة وسعي عقلك |
Bir izci kızdı ve kayıkhanenin yanından göle düştü. | Open Subtitles | انا رأيت تللك الفتاة الصغيرة في الحقيقة, كانت فتاة الكشافة ولقد سقطت في البحيرة من بيت في البحيرة وأنا قفزت |
- Kız izci misin sen? - Elbette öyleyim. | Open Subtitles | ـ أأنتِ فتاة الكشافة ـ بالطبع، أنا كذلك |
Selam dostum, yeğenim için izci kız kurabiyeleri satıyorum. | Open Subtitles | يا صديقي، أنا أبيع بسكويت فتاة الكشافة" لأجل ابنة أختي" |
Belki de izci kız. | Open Subtitles | ربما فتاة الكشافة. |
- Adam bir izci kız becerdi. - Ateş Böceği Kızı. | Open Subtitles | الرجل ضاجع فتاة الكشافة - بنت مراهقة - |
Görüşürüz, izci kız. | Open Subtitles | أراك لاحقاً، يا فتاة الكشافة! |
İzci kızı gördüm, göle düştü ve onu kurtardım. | Open Subtitles | أوه حسناً رأيت فتاة الكشافة تلك وسقطت في البحيرة وأنا أنقذتها |
İzci kampındayken de deprem oluyor sanmıştın ama sadece iki çocuk ses sistemini çalıştırmıştı. | Open Subtitles | أتذكرين يوم كنا بمعسكر فتاة الكشافة وقولتِ أنه حدث زلزال لكنه كان رجلان يوقودان بلدوزر؟ |
Kız izci eğitimini hatırla. | Open Subtitles | تذكر فتاة الكشافة |
Ne istersin? Yaramaz Kız İzci'yi dene. | Open Subtitles | فتاة الكشافة قذرة |