Bir gün babasının silahını bulup okula getiren küçük bir çocuk görüyorum. | Open Subtitles | أرى فتى صغير عثر على سلاح والده وأخذه للمدرسه فى يوم ما |
Bu deneyim küçük bir çocuk için... ...oldukça korkunç ve yorucuydu. | TED | وكان أمرا مرهقا ومخيفا أن يمر به فتى صغير. |
Dışarı çıkmaya korkuyor. küçük bir çocuk. Bu kadar. | Open Subtitles | . إنه خائفً جدًا من أن يخرج . إنه مجرد فتى صغير |
Biz sadece kayıp, küçük bir çocuğu arıyoruz. | Open Subtitles | نحن فقط نبحث عن فتى صغير مفقود |
Ben küçük bir çocukken, bir Fransız öldürmek için babama söz verdim. | Open Subtitles | عندما كنت فتى صغير, وعدت والدى لان اقتل رجلا فرنسيا من اجله |
5 dakikalık bir bölümde küçük çocuk sadece akvaryumdaki ölü balığa bakıyordu. | Open Subtitles | لقد... كان هناك مقطع 5 دقائق لم يكن هُناك سوى فتى صغير |
35 yıl önce burada genç bir çocuk annesini ve babasını öldürdü. | Open Subtitles | فتى صغير قتل والدته ووالده هنا منذ 35 عام |
O daha çok küçükken bunu her gece oğluma söylerdim. | Open Subtitles | كنت أقول هذا لإبني كل ليلة عندما كان فتى صغير |
Küçük bir çocuğun ninesine şükran gününü hatırlatması gibi. | Open Subtitles | مثل فتى صغير يثير إعجاب جدته في عشاء عيد الشكر |
Ben Peter Pan isimli küçük bir oğlanım! | Open Subtitles | أنا فتى صغير أدعى (بيتر بان)! |
Eminim öyledir. Küçük oyuncaklar çalan küçük bir çocuk. | Open Subtitles | طبعاً ، الآن هو فتى صغير يسرق ألعاب صغيرة |
Sana bu adamın ruhundan bahsediyorum-- küçük bir çocuk gibi. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن روح هذا الرجل إنها تُشبه روح فتى صغير |
Ona değer verdiğini biliyorum ama o daha küçük bir çocuk. | Open Subtitles | أعرف أنّك تهتمّ لأمره، حقًا لكنه ليس سوى فتى صغير |
- Çok kötü bunalımlar yaşadığında ve saçını küçük bir çocuk gibi kesmeye karar verdiğinde Adam senin yanındaydı. | Open Subtitles | عندما اصابتك لوثة عقلية تماماً وقررتِ ان تقصي شعرك مثل فتى صغير على علبة كعك جميلة |
İnsanlar olmadan, ilk kez bir ormanı bir araya getiren küçük bir çocuk gördüm. | Open Subtitles | رأيت فتى صغير بمفرده يقوم بتوحيد الغابة للمرة الأولى |
Daha küçük bir çocuk olduğunu unutmuş gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنك نسيت أنك مجرد فتى صغير |
Tamam, dinle. küçük bir çocuğu arıyoruz. | Open Subtitles | إستمع، إننا نبحث عن فتى صغير وحسب |
küçük bir çocuğu vardı Jacob Manglehorn, oğlu. Tam bir geri zekâlıydı. | Open Subtitles | وكان لدي فتى صغير (جاكوب مانغلهورن)، إنه أبنه، كان تقريباً معوقاً. |
Anthony, seni küçük bir çocukken evime aldığımdan beri... benim için öz oğlumdan farkın yok. | Open Subtitles | منذ أن أخذتك وأنت فتى صغير كنت بمثابة ابن لي |
Haydi ama küçük çocuk gibi pantolonlarını ıslatıyorsun. | Open Subtitles | إنك تبلّل سروالك اللعين وكأنك فتى صغير |
Eskiden çok sevdiğim genç bir çocuk. | Open Subtitles | فتى صغير كنت أعتمد عليه بشكل كبير |
O daha çok küçükken bunu her gece oğluma söylerdim. | Open Subtitles | كنت أقول هذا لإبني كل ليلة عندما كان فتى صغير |
Onu bizim oralarda görmüştüm Porto Riko'lu ufak bir çocuğun ağzına silah dayarken. | Open Subtitles | و رأيته من نافذتي يسحب مسدساً و كان هناك فتى صغير قادم |
Ben Peter Pan isimli küçük bir oğlanım! | Open Subtitles | أنا فتى صغير أدعى (بيتر بان)! |