"فتى من" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir çocuk
        
    • bir çocuğu
        
    • bir çocukla
        
    Altıncı sınıftan bir çocuk beni bisikletiyle kovaladı, bende kaçtım. Open Subtitles لقد تبعني فتى من المرحلة السادسة بدراجته و كنت أركض
    bir çocuk ailesi ile birlikte Izu'ya tatile gitmiş ve beraber bir dağ kulübesinde kalmışlar. Open Subtitles فتى من المدرسة الإبتدائيه كان في عطلة في إيزو مع عائلته
    Senin yaşındaki bir çocuk için uygun mu bilmiyorum ama... Open Subtitles أنا لا أعرف إذا كانت تناسب فتى من عمرك أم لا , لكن
    Artık bir çocuğu okuldan uzaklaştırmanın neye mal olduğunu biliyorsun. Open Subtitles الآن أنت تعرف ما يتطلبه الأمر لطرد فتى من المدرسة
    Hiç okulda tanıştığın bir çocukla çıktın mı? Open Subtitles , هل خرجتى مطلقاً مع فتى من الذى تقابليهم فى المدرسة ؟
    Büyüdüğüm mahallede bir çocuk vardı. Open Subtitles انها الحقيقه كان هناك فتى من الحي الذي مُنت اسكن به
    Kimse. Okuldan bir çocuk. Ona, indirimli otobüs biletlerimi vermiştim de. Open Subtitles مجرد فتى من المدرسة أعرته بطاقة ركوب الحافلة
    Sonra 1951'de bir çocuk bu ev tarafından alındı. Ve şimdi, bunca yıl sonra bu ev, yeni bir sahibi olmadan terkedildi. Open Subtitles ثم في عام 1951 تم اختطاف فتى من قبل المنزل نفسه والآن وبعد مرور عقود فإن القصر متروك بدون مالك جديد
    Mahallemdeki bir çocuk tren raylarının karşısına geçmeye çalışmıştı. Open Subtitles فتى من الحي الذي أسكن به حاول عبور قضبان السكة الحديدية أثناء مرور القطار
    Geçtiğimiz şubat ayında, Baltimore'lu bir çocuk vardı. 14 yaşındaydı. Open Subtitles ‫في فبراير الماضي، كان يوجد فتى من بالتيمور عمره أربعة عشرة سنة
    Hizmetimdeki bir çocuk batıdaki yolda gece geç saatlerde gözcüler görmüş. Open Subtitles فتى من توظيفي رأى كشافة على الدرب الغربي فى وقتِ متأخر من الليلة الماضية
    İyi davrandığın bir çocuk olduğunu öğrenmek nasıl bir duygu sanıyorsun? Open Subtitles لذا كيف تظن ذلك كيف يشعرنا... بأننا أكتشفنا فتى من الخارج وأنت لطيف معه بالحقيقة؟
    Sadece eski okulumdan bir çocuk. Open Subtitles إنّه مُجرّد فتى من مدرستي القديمة.
    Peter'a sağlık evinde yardım eden, NYÜ'den(New York Üniversitesi) bir çocuk. Open Subtitles إنّه فتى من جامعة (نيويورك) الذي كان يُساعد (بيتر) في المصحّة.
    Hadi ama. O sadece Aptal Çağlar'dan gelen zavallı bir çocuk. Open Subtitles بربكما، إنه مجرد فتى من "عصور الغباء".
    Delacroix'da bir motel odasında Dartmouthlu bir çocuk gibi içip yaptığım hataları düşünüyordum. Open Subtitles "بغرفة نزل بـ(ديليكرو) ، كنت أحتسي الخمر مثل فتى من (دارتموث)" "وأفكر بالاخطاء التي ارتكبتها بحياتي"
    Hayır. Küçük bir çocuğu boğulmaktan kurtardım. Open Subtitles أنا أنقذت فتى من الغرق بالتنفس الصناعى عن طريق الفم
    Demek Japon bir çocuğu ağırladınız. Epey eğlenceli olmalı. Open Subtitles إذن، لقد أستظفتِ فتى من اليابان لابد وأن ذلك ممتعاً
    - Bak, birkaç hafta önce gölden neredeyse donmuş halde olan bir çocuğu çıkardık. Open Subtitles حسناً , ثنائي من اسبوع مضى سحبنا فتى من بحيرة بحالة متجمدة
    Hiç okulda tanıştığın bir çocukla çıktın mı? Open Subtitles , هل خرجتى مطلقاً مع فتى من الذى تقابليهم فى المدرسة ؟
    Geçen yıl madrigal söylerken korodaki bir çocukla çıkmaya başlamıştım. Open Subtitles في السنة الماضية عندما كنت أغني في الكنيسة بدأت بمواعدة فتى من الجوقة
    Dionne'un neden liseli bir çocukla çıktığını anlayamıyorum. Open Subtitles لا أعرف لماذا تواعد (دوني) فتى من المدرسة العليا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more