Altıncı sınıftan bir çocuk beni bisikletiyle kovaladı, bende kaçtım. | Open Subtitles | لقد تبعني فتى من المرحلة السادسة بدراجته و كنت أركض |
bir çocuk ailesi ile birlikte Izu'ya tatile gitmiş ve beraber bir dağ kulübesinde kalmışlar. | Open Subtitles | فتى من المدرسة الإبتدائيه كان في عطلة في إيزو مع عائلته |
Senin yaşındaki bir çocuk için uygun mu bilmiyorum ama... | Open Subtitles | أنا لا أعرف إذا كانت تناسب فتى من عمرك أم لا , لكن |
Artık bir çocuğu okuldan uzaklaştırmanın neye mal olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | الآن أنت تعرف ما يتطلبه الأمر لطرد فتى من المدرسة |
Hiç okulda tanıştığın bir çocukla çıktın mı? | Open Subtitles | , هل خرجتى مطلقاً مع فتى من الذى تقابليهم فى المدرسة ؟ |
Büyüdüğüm mahallede bir çocuk vardı. | Open Subtitles | انها الحقيقه كان هناك فتى من الحي الذي مُنت اسكن به |
Kimse. Okuldan bir çocuk. Ona, indirimli otobüs biletlerimi vermiştim de. | Open Subtitles | مجرد فتى من المدرسة أعرته بطاقة ركوب الحافلة |
Sonra 1951'de bir çocuk bu ev tarafından alındı. Ve şimdi, bunca yıl sonra bu ev, yeni bir sahibi olmadan terkedildi. | Open Subtitles | ثم في عام 1951 تم اختطاف فتى من قبل المنزل نفسه والآن وبعد مرور عقود فإن القصر متروك بدون مالك جديد |
Mahallemdeki bir çocuk tren raylarının karşısına geçmeye çalışmıştı. | Open Subtitles | فتى من الحي الذي أسكن به حاول عبور قضبان السكة الحديدية أثناء مرور القطار |
Geçtiğimiz şubat ayında, Baltimore'lu bir çocuk vardı. 14 yaşındaydı. | Open Subtitles | في فبراير الماضي، كان يوجد فتى من بالتيمور عمره أربعة عشرة سنة |
Hizmetimdeki bir çocuk batıdaki yolda gece geç saatlerde gözcüler görmüş. | Open Subtitles | فتى من توظيفي رأى كشافة على الدرب الغربي فى وقتِ متأخر من الليلة الماضية |
İyi davrandığın bir çocuk olduğunu öğrenmek nasıl bir duygu sanıyorsun? | Open Subtitles | لذا كيف تظن ذلك كيف يشعرنا... بأننا أكتشفنا فتى من الخارج وأنت لطيف معه بالحقيقة؟ |
Sadece eski okulumdan bir çocuk. | Open Subtitles | إنّه مُجرّد فتى من مدرستي القديمة. |
Peter'a sağlık evinde yardım eden, NYÜ'den(New York Üniversitesi) bir çocuk. | Open Subtitles | إنّه فتى من جامعة (نيويورك) الذي كان يُساعد (بيتر) في المصحّة. |
Hadi ama. O sadece Aptal Çağlar'dan gelen zavallı bir çocuk. | Open Subtitles | بربكما، إنه مجرد فتى من "عصور الغباء". |
Delacroix'da bir motel odasında Dartmouthlu bir çocuk gibi içip yaptığım hataları düşünüyordum. | Open Subtitles | "بغرفة نزل بـ(ديليكرو) ، كنت أحتسي الخمر مثل فتى من (دارتموث)" "وأفكر بالاخطاء التي ارتكبتها بحياتي" |
Hayır. Küçük bir çocuğu boğulmaktan kurtardım. | Open Subtitles | أنا أنقذت فتى من الغرق بالتنفس الصناعى عن طريق الفم |
Demek Japon bir çocuğu ağırladınız. Epey eğlenceli olmalı. | Open Subtitles | إذن، لقد أستظفتِ فتى من اليابان لابد وأن ذلك ممتعاً |
- Bak, birkaç hafta önce gölden neredeyse donmuş halde olan bir çocuğu çıkardık. | Open Subtitles | حسناً , ثنائي من اسبوع مضى سحبنا فتى من بحيرة بحالة متجمدة |
Hiç okulda tanıştığın bir çocukla çıktın mı? | Open Subtitles | , هل خرجتى مطلقاً مع فتى من الذى تقابليهم فى المدرسة ؟ |
Geçen yıl madrigal söylerken korodaki bir çocukla çıkmaya başlamıştım. | Open Subtitles | في السنة الماضية عندما كنت أغني في الكنيسة بدأت بمواعدة فتى من الجوقة |
Dionne'un neden liseli bir çocukla çıktığını anlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا تواعد (دوني) فتى من المدرسة العليا |