Bende onun yolunu takip etmek isterdim, Tüm planlarım değişti... çünkü tanrı bana küçük mükemmel bir çocuk vermişti. | Open Subtitles | كنت لأتبعها لكن خططي تغيّرت حين أنجبت فتًى صغيراً رائعاً |
Neden senin gibi bir çocuk, mahallemdeki okullardan birinde satış yapacak kadar salaklık eder? | Open Subtitles | لِمَ عسى فتًى مثلك يُقدِم على فعل شيء غبيّ كترويج المُخدّرات في مدرسةٍ تقع داخل حيّي؟ |
Uslu bir çocuk ol ve bunu kapıya yerleştir. | Open Subtitles | كُن فتًى مهذبًا، وَضَعها على البوابة |
Buraya metin yazması için yeniyetme bir çocuk gönderecekti. | Open Subtitles | كان سيحضر فتًى ما ليؤلف الإعلان. |
çocuk hapisten yeni çıkmıştı, yine girmiş. | Open Subtitles | -يا لهُ من عار . فتًى خرج للتوّ من السجن والآن عليه أن يعود إليه. |
Yakışıklı çocuk. Senin mi? | Open Subtitles | فتًى وسيم، ابنك؟ |
çocuk olduğu için mi? | Open Subtitles | ألأنّه كان فتًى صغيرًا؟ |
Sen şanslı bir çocuk değil miydin? | Open Subtitles | يالك من فتًى محظوظ. |
Zeki bir çocuk. | Open Subtitles | إنّه فتًى ذكيّ... |
Aptal çocuk. | Open Subtitles | فتًى أحمق. |
Sen sert çocuk, Eric? | Open Subtitles | هل أنت فتًى صارم، (إيريك)؟ |
Sert bir çocuk. | Open Subtitles | إنّه فتًى صلب |