"فجرت" - Translation from Arabic to Turkish

• uçurdun
• patlattım
• uçururum
• patlattın
• havaya uçurdum
• patlattı
• bombaladın
• uçurdu
• patladı
• patlayıcı
• patlattınız
• patlattığını
• patlatırım
• patlatmıştın
• havaya uçurmak

Homer, sana çok kızgınım! Bahse varım sırf garaj temizliğinden kaytarmak için kasabayı havaya uçurdun.
أنا غاضبة منك جداً ، أراهن أنك فجرت البلدة لتتمصل من تنظيف المرأب فحسب

Kiralık araba hariç, kemiği almayı deneyen vampir-cadı karışımı bir kadını patlattım.
بخلاف فقدان عقدي، فجرت مصاصة دماء ذات قوى سحرية حاولت أخذ العظمة.

Sana 5 saniye veriyorum, paranın yerini söyle yoksa kafanı uçururum.
سأعطيك5 ثواني,اخبرنياين النقود والا فجرت رأسك

Düşünüyordum da, arabanı patlattığında benimkini de patlattın.
عندما فجرت سيارتك هناك هل فجّرت سيارتي أيضاً؟ نعم

Ben de arabalarini havaya uçurdum. Balayina giderken bir kilisede evlendiler.
لذا فجرت السيارة عند الكنيسة , وهم ذاهبون الى شهر العسل

2001'e atlayalım: Taliban, Afganistan'da Bamyan Buda heykellerini patlattı.
عودة سريعة لعام 2001، عندما فجرت طالبان تمثال بوذا في وادي باميان في افغانستان.

Demek İsraillileri öldürdün, binayı bombaladın ve işte şimdi, bir iş gibi görünmemesi gereken bu iş, bir iş gibi görünmeye başladı.
-لهذا قمت بقتل الجن و فجرت مبناه -و الأن العمل الذي كان لابد أن يبدو كعمل -بدأ يبدو كعمل كبير

Evet, küçük bir şehri havaya uçurdun ve bugün çok fazla insan öldürdün.
نعم, فجرت مدينة صغيرة وقتلت الكثير من الناس اليوم

Kızı yakalayabilmek için şehrin yarısını havaya uçurdun.
أنت فجرت نصف المدينة في محاولة للحصول هذا الجني الصغير مرة أخرى في زجاجة.

Az önce bir havaifişek fabrikası patlattım, ne eksik olabilir ki?
لقد فجرت للتو مصنع العاب نارية بالكامل. ماذا الذي يمكن أن يكون مفقود؟

Sanırım çoktan patlattım.
أعتقد أنني قد فجرت قنبلة نووية بالفعل.

Ya siktiğimin arabasından çıkın, ya da kafanızı uçururum.
أخرجوا من السيارة اللعينة وإلا فجرت رؤؤسكم اللعينة

Ellerini başının üstünde birleştir. Yoksa beynini uçururum.
ضع يديك خلف رأسك وإلا فجرت لك رأسك اللعين

Lastiği patlattın, değiştirmek için kenara çektin ve kaçmaya çalışırken beni vurdun.
فجرت إطار للسيارة ، فأوقفت عملية النقل لتغييره وأطلقت علىّ النار لمُحاولتي الفرار ؟

CDC laboratuvarını mı patlattın?
هل فجرت مختبر مركز السيطرة على الأمراض ؟

Daireni neden havaya uçurdum sanıyorsun?
ما الذي تتحدث عنه ؟ ـ لم تعتقد أنني فجرت شقتك ؟

Hayatım boyunca tonlarca şeyi havaya uçurdum ve hiç yakalanmadım.
أنظروا , لقد فجرت العديد من الأشياء في حياتي مصادفة ولاشي دلّ على أنه أنا

Enjeksiyon manifoldunu patlattı. Gerçekten sertmiş.
لقد فجرت حاقن الوقود المتعدد, إنها مادة قوية , هذا صحيح.

CIA'yi 12 aralıkta bombaladın.
انت فجرت مبنى وكالة الاستخبارات يوم 12/12

Çünkü adamla el sıkışırken bir bıçakla adamın kafasının arkasını uçurdu.
لأنني كنت أصافحه ليرحل و فجرت مؤخرة رأسه ببندقية قناصة

- Bırak beni. - Bombanın etkisiyle yere devrildim, kulak zarlarım patladı.
موجة الصدمة طرحتني أرضاً ، فجرت طبلة أذني

Torek bombası son yedi yılda terörist saldırılarda patlayıcı kullanımının yükseldiğini gösterdi.
القنبلة التي تحدث عنها طارق والتي فجرت النشاطات الارهابية خلال السبعة اعوام الماضية

Bilgisayarları patlattınız.
أنت فجرت الحواسيب

Arabanı neden gözümün önünde patlattığını anlamış değilim ama bunu kişisel olarak almamaya çalışıyorum.
أنا لا زلت غير متأكد لماذا فجرت شاحنتك في وجهي لكني أحاول أن لا أخذ هذه الأمور شخصيا

Serbest bırak ve geri çekil yoksa kafasını patlatırım.
قرر ،أطلق سراحهم و تراجع، و إلا فجرت رأسه.

Kamyonetimi patlatmıştın,değil mi ?
فجرت شاحنتي، أصحيح؟

1999 yılında bir restoranı havaya uçurmak için, bugün kullanılan bombanın
نعرف بأنك صنعت قنبلة في عام 1999 فجرت مطعم بإستخدام