"فخامته" - Translation from Arabic to Turkish

• Majesteleri
• Majestelerinin
• Ekselansları
• Majestelerine
• Lord hazretleri
• Ekselanslarından
• majeste

Majesteleri açıkça, senin daha zor işler için yaratıldığını düşünüyor.
ولكِن من الواضح أن فخامته يَرى أنك مُتَجِه لأُمُور أَفضل

Majesteleri burada ölen Hükümdar Masauji'nin oğlu.
فخامته ليس إلا ابن السيد ماساجوتشي تايرا الذي تُوفي هنا.

Majesteleri, onların lideriyle konuşmalı. Evet ama ismi bilinmiyor?
لذا اعتقد ان فخامته يجب ان يتحدث مع قائدهم

Majestelerinin operalarda baleyi yasakladığını bilmiyorsunuz sanırım.
ألا تعلم أن فخامته قد منع الباليه تماماً من الأوبرا؟

Bu emir dün gece Ekselansları Amiral Robert tarafından verildi.
اصدر المرسوم ليلة امس من فخامته الادميرال روبرت

Majestelerine Dionysos ruhlu bir mücadele vermeyi planlıyoruz.
نحن نخطط لنمنح فخامته نضالاً قوياً من أجل تاجه

Lord hazretleri benden bu tutarı _BAR_ yolculuk masraflarınıza ...bir katkı olarak size iletmemi istedi.
فخامته أمرني أن أمنحك هذا المال ليعينك على نفقات تجوالك

Ekselanslarından gelmese bile Kont Riario'dan geliyordur.
ليس مبعوثاً من قبل فخامته بل من قبل الكونت (رياريو)

Majesteleri seni herkesten çok sever, bunu biliyorsun.
فخامته يحبك أكثر من أي شخصٍ آخر يا سيد مور,تعرف ذلك

Majesteleri, oğluna Richmond Düklüğü ve toprak verdikten sonra aynı şeyi kızı için de yapacak.
منذ أن أعطى فخامته ابنه دوق ريتشموند مسكنه الخاص يعتقد انه من الصواب أن يمنح عزيزته الأميرة ماري أملاكها الخاصة

Majesteleri, Kraliçe Catherine ile olan evliliğini vicdanını rahatlatmak için sorgulamamızı istedi.
لقد طلب فخامته الاستفسار عن طبيعة زواجه من كاترين من آراجون ليهدأ ضميره وتصح روحه

Majesteleri, boşanma konusu için yapacağınız desteğe şimdiden teşekkür ediyor.
يشكر فخامته قداستك مسبقاً على دعمك قضية بطلان زواجه

Majesteleri'nden Leydi Anne'e Noel armağanı.
السيده آن هدِية عِيد رأس السنه مِن فخامته

Ancak Majesteleri sevgisini göstermek için başka bir teklif öneriyor.
غَير ذلِك، فخامته لإثَبات حُبه، يقَترح زوَاج أخَر

Majesteleri bana, tüm bu büyük meselelerin açıkça ve özgürce parlementoda tartışılacağına dair söz verdi.
لقد وعدني فخامته بأن جميع هذه القضايا ستناقش بحرية في البرلمان

Majesteleri oldukça cömertti ve babama büyük topraklar verdi.
كان فخامته كريماً لقد منح والدي ممتلكات كبيرة

Majestelerinin savaşlarını haksızlıkla açtığını iddia ediyorlar.
لقد اعلنوا بأن حروب فخامته ظالمه وهى سبب الجوع الذى يعم البلاد

Majestelerinin piçi Dük yapıldı.
أرى أن فخامته جعل من ابنه الغير شرعي دوق

Majestelerinin çocuklarını görebilmenizi isterdim.
كنت أتمنّى بأن ترى أطفال فخامته

Valentino Dükü mukaddes papanın elçisi Ekselansları Cesare Borgia'ı takdim eder.
نقديم الدوق فالنتينوا, والسفير عن الكرسي الرسولي, فخامته تشيزاري بورجيا.

Majestelerine, artık onun vatandaşı olmadığımı söyleyebilirsiniz.
قد تخبرين فخامته بإني لم أعد خاضعة له

Lord hazretleri sizi Silah Ustası olarak_BAR_atamakta çok istekliydi.
فخامته متحمس لتعيينك معلماً للجند

Buna majeste karar verir.
ما يعتقد فخامته هو ما يهم.