Neyse ki Uyandım ve hayatın olması gerektiği gibi olduğunu gördüm. | Open Subtitles | من حسن الحظ افقت فرأيت أن العالم كما ينبغي أن يكون |
Eve gittim, ailemi ağlarken gördüm ve doğru olduğunu anladım. | Open Subtitles | لقد ذهبت للمنزل فرأيت عائلتي تبكي، وحينها أدركت أنكِ مُحقّة |
O yönden ve bu yönden gelen uçakları gördüm. | Open Subtitles | فرأيت عدد هائل من الطائرات أتىً من هذا الأتجاه و هذا الأتجاه أيضاً |
Sonra etrafıma baktım ve aynı yeşil ışıkları gördüm. | Open Subtitles | ثـم نـظرت إلـى حيث أشـار فرأيت أضواء خضراء بالفعل |
Bana yardım etmiştin. Ben de sana yardım edebileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | لقد ساعدتني فرأيت أنه قد تَجب عَلَيّ مساعدتك |
Hayır, ben geçiyordum ve çayırların orada birkaç kişi gördüm. | Open Subtitles | لا, لا،.. لقد كنت أتجول في المنطقة فرأيت أشخاصا يتجولون في الحديقة |
Demin banyoya girdim ve Kathy'yi çıplak gördüm. | Open Subtitles | لقد دخلت إلى الحمام فرأيت كاثي عارية حالا. |
Bir defasında türlü yiyordum. ve içinde bir eşekarısı gördüm. | Open Subtitles | مرةً كنت آكل طبق الفاصولية فرأيت زنبور يعوم فيه |
Bunu bir vitrinde gördüm, ve bana çirkin ördek yavrusunu hatırlattı. | Open Subtitles | فرأيت هذه عند نافذة متجر وذكرتني بالبطة القبيحة. |
Buradan geçiyordum, birden sokağın ortasında titreyen... kötü giyinmiş birini gördüm, bir baktım ki senmişsin. | Open Subtitles | انا كنت امر فحسب فرأيت فتاه من الطراز القديم ترتعش من البرد لذا ناديت اسمك على اى حال |
Ama dün dişlerimi fırçalarken dönüp pencereden dışarı baktım ve çimlerin üzerinden yeşeren iki küçük nergis gördüm. | Open Subtitles | لكن البارحة بينما كنت اغسل أسناني، نظرت إلى النافذة فرأيت زهرتي نرجس تطل من فوق العشب |
Maden güvenlikten gelen federaller enkazı elekten geçirirken, gördüm. | Open Subtitles | حينما قام الفدراليون متخصصي سلامة المناجم بغربلة الأنقاض ، فرأيت هذا المقبض. |
Derin düşüncelere dalmıştım. Sonra gözlerimi kaldırdım ve birinin el kol hareketi yaptığını gördüm. | Open Subtitles | وكنت سارحة في أفكاري ثم رفعت نظري؛ فرأيت شخص يشير |
Onlar ayrıldıktan sonraki video kaydını seyrederken işte bunu gördüm. | Open Subtitles | كنت أشاهد التسجيل بعد أن غادروا، فرأيت هذا. |
- Yürüyüşe çıkmıştım ve şüpheli bir minibüs gördüm. | Open Subtitles | كنت اتمشى فرأيت سيارة فان مثيرة للإنتباه |
Az önce sokaktan karşıya geçtim ve - kocanı annemle yerde yuvarlanırken gördüm. | Open Subtitles | لقد قطعت الشارع فرأيت زوجك مضطجعاً مع أمي على الأرض |
Size sosisli sandviçimi nasıl istediğimi söylemeyi unutmuştum ben de dükkana doğru gittim ve gördüm. | Open Subtitles | نسيت أن اخبرك أنني أريد توابل في الهوت دوغ الخاص بي ثم ذهبت للنافذة فرأيت كل الحادثة |
Bir silahın bana doğrultulduğunu gördüm. Maytap sesi gibi bir şey duydum. | Open Subtitles | فرأيت سلاحا مصوّباً تجاهي، سمعتُ مايشبه أصوات مفرقعات نارية |
I uyandım. Yolun ortasında. ve ı ateşe otobüsü gördüm. | Open Subtitles | أفقت على قارعة الطريق، فرأيت الحافلة تحترق. |
Odada ortam biraz gergindi. Biraz nefes almak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | حدث بعض التوتر بالغرفة فرأيت أن تلتقط أنفاسك |