Bir kişi etkisiz, bir kişi kaçıyor. Tekrar ediyorum, bir kişi kaçıyor. | Open Subtitles | هناك رجل، مطروح على الأرض و آخر في حالة فرار، أأكد هناك واحد بحالة فرار |
Şu anda kaçıyor ama izini süreceğim. | Open Subtitles | ،الآن هو في حالة فرار ولكنني سالقـي القبض عليه |
firar girişimlerinin arkasındaki kişi olduğunu ve bir çocuğu kaçırdığını söylediler. | Open Subtitles | أُخبرتُ بأنّك العقل المدبّر وراء عمليّة فرار من السجن وبأنّك اختطفت ولداً كضمانة |
Suriye'deki savaş neredeyse 4 milyon insanı sınır dışına sürükledi, ama yedi milyondan fazla insan ülke içinde kaçış halinde. | TED | تسببت الحرب السورية بنزوح 4 ملايين شخص خارج الحدود، لكن فوق السبعة ملايين في حالة فرار دائم داخل البلاد |
Bu kaçırılma olayı değil, kaçma girişimi. | Open Subtitles | هذه لم تكن عملية إختطاف لقد كانت محاولة فرار |
Ama burada, o kadar büyük bir dikkatsizlik katilin kaçmasına yol açabilir. | Open Subtitles | ولكن هنا، هذا النوع من الإهمال يمكن أن يؤدي إلى فرار قاتل |
Mmm. Ben izdiham neden nedir çok hızlı gitti bahis. | Open Subtitles | اراهنك انها اشتعلت بسرعة وذلك ما تسبب فى فرار جماعى |
Nasıl bir manyak çarpıp kaçtığı bir kızın çantasını çalmak ister ki? | Open Subtitles | لابد أن تكون بغيضاً للغاية لتسرق من ضحية حادثة اصطدام و فرار. |
Şüpheliler kaçıyor. | Open Subtitles | فرار المشتبه بهم. |
Şüpheliler kaçıyor! | Open Subtitles | فرار المشتبه بهم. |
Mahkumlar kaçıyor. | Open Subtitles | كرر ما قلت ، 25. حصلت عملية فرار! |
Hedef kaçıyor. | Open Subtitles | الهدف هو في حالة فرار. |
- Televizyon. - New York'taki Long Island Eyalet Hapishanesinden cüretkar firar. | Open Subtitles | مجرد تلفزيون صغير - "في فرار جريء من سجن "لونج ايلاند" في ولاية "نيويورك - |
KONTEYNERDAKİ MÜLTECİLERDEN BİRİSİ FİRAR ETTİ | Open Subtitles | "فرار أحد اللآجئين من أحدى حاويات النقل المهربة" |
Yeni bir firar veya gıyap yok mu? | Open Subtitles | الم يوجد مؤخراً أي فرار أو غياب ؟ |
Yukanın üzerinde kan kalıntısı buldum. Tam da saldırganın kaçış doğrultusunda. - Büyük ihtimalle kendisi yaralanmış. | Open Subtitles | رواسب دم على نبات اليكة في طريق فرار المعتدي، على الأرجح أنّه نفض نفسه |
Diğer tarafta, yönetim için bir çeşit kaçış tüneli var. İsyan durumları için. | Open Subtitles | في الجانب الآخر يوجد كوّة فرار للإداريّين في حال وقوع شغب |
Sürekli kaçış halindeyken çocuk yetiştirmek zordur. | Open Subtitles | من الصعب تربية طفل عندما تكونين في حالة فرار |
İnsanların kaçma nedenleri, yani zulüm, savaş, şiddet, iklim değişikliği ve telefonunuzdan başka yerlerde hayatın nasıl olduğunu görebilme imkânı; bu baskılar gün geçtikçe artıyor. | TED | أسباب فرار الناس... ملاحقة وحرب وعنف، وتغير مناخي والقدرة الآن على مشاهدة الحياة في مناطق أخرى... هذه الضغوط تتضخم. |
Kızının kaçmasına sebep olan bir şey yapmışsın. | Open Subtitles | قدّ أقترفتَ شيءٌ، و الّذي تسبب في فرار أبنتكَ. |
Carrie izdiham halinde bir sürüye yakalandı, at müthişti. | Open Subtitles | رأيت كارى تدخل فى فرار جماعى, لقد كانت الحصانة مذهلة |
Dayak yediğim için mi Mark kaçtığı için mi? | Open Subtitles | عن كوني ضربتُ حتى كدتُ أموت أو عن فرار (مارك)؟ |