Diyelim ki benim yatağımda seviştik, yine de takside yapabilir miyiz? | Open Subtitles | إن قمنا بممارسة الجنس في فراشي أيمكننا أن نمارسه بالتاكسي أيضاً؟ |
Karanlıkta yatağımda uzanıp yeni CD'mi dinlerken uykuya dalmayı özlüyorum. | Open Subtitles | لقد اشتقت لاستلقائي على فراشي ونومي أثناء سماعي لإسطوانةٍ جديدة |
Çamaşır bacasından gizlice dışarı çıkmama yardım ettiler ve yatağıma kağıt bebek koydular. | Open Subtitles | ساعدوني على التسلل من نافذة الغسيل وتركوا دمية من الورق الممضوغ على فراشي. |
Üniversiteye kadar Yatağımı ıslattım ama o konunun tam kapandığını sanmıyorum. | Open Subtitles | ظللت أبلل فراشي حتى ذهبت للجامعة ولكن لا تظنه حل فعال |
yatağımın altında PSP'mi arıyordum, tamam mı? | Open Subtitles | أنظري , كنت أبحث عن جهاز اللعب تحت فراشي , حسناً؟ |
Kalktım ve yatağım yanıyordu! | Open Subtitles | لقد استيقظت و وجدت فراشي مشتعلاً |
yatağımdan bile kokuyu alıyorum ve buradan iki ev uzakta yaşıyorum. | Open Subtitles | يمكنني شمها في فراشي , وأنا أعيش بعد بيتين من هنا |
Bu yüzden yatağa uzanıp uyanık kalmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | إذن ماذا كنت أفعل اعتدت أن أكذب في فراشي وأحاول أن أظل مستيقظا بقدر ما أستطيع |
Biri benim yatağımda da yatmış. Hâlâ da yatakta. Ne? | Open Subtitles | شخص ما كان ينام في فراشي أيضاً، ولا يزال هناك. |
Olur da ölürsem yatağımda, kafam güzelken ve yüzümde bir gülümsemeyle öleceğim. | Open Subtitles | أذا مت، سوف أفعل ذلك و أنا منتشي و أبتسم في فراشي |
Annem gelince benim yatağımda yatacakmış kendisi söyledi. | Open Subtitles | قالت أمي أنه يمكنني النوم معها في فراشي ماذا؟ |
- yatağıma buyur. Ben kanepede kestiririm. | Open Subtitles | على الرحب والسعة في فراشي وسوفأضطجععلىالأريكة. |
- Bu durumda, yatağıma gidip yatmayı düşünebilirim. - Şimdi yapacağız! | Open Subtitles | لأنك قد اقترحت هذا، فربما أعود إلى فراشي. |
Sanırım bugün Yatağımı yapmadım. | Open Subtitles | حتى اني لا اتصور اني سانام في فراشي اليوم |
Gazete ve haberleri yatağıma getirmediğin sürece Yatağımı seninle paylaşırım. | Open Subtitles | نستطيع تقاسم فراشي طالما إ نك لا تحضر الجرائد أو الأخبار الحقيقية ولا تتكلم عنها |
Ama babam dedi ki yatağımın altındaki canavarlar gerçek değilmiş. | Open Subtitles | لكن أبي قال أن الوحوش أسفل فراشي ليست حقيقية |
yatağımın altında hâlâ üç milyon dolarım var. | Open Subtitles | لا يزال لديّ ثلاثة ملايين، بكلّ سهولة، تحت فراشي. |
- yatağım çok kalabalık oldu. | Open Subtitles | أجل، لكن فراشي يبدو أنه مزدحم قليلاً, |
Kuvvetimi geri kazandığım zaman, Ona yardım etmek için yatağımdan çıkacağım. | Open Subtitles | حالما أستعيد قوتي، سأخرج من فراشي و أساعده |
Şimdi dinleyin, Bu işi doğru ve hızlı yapacağım... çünkü, tıpkı sizin gibi benim de tek istediğim eve gidip... güzel bir kadınla sıcak yatağa girip maçı izlemek! | Open Subtitles | والآن اسمعوا , سأتكلم بسرعة و باختصار لأنني مثلكم , كل ما أريده هو العودة الى منزلي وأنام في فراشي الدافئ |
Bugün yataktan kalkmamın bir amacı olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أن هنالك سبب للنهوض من فراشي هذا الصباح |
DB: Pekâlâ, ama yatakta dönüp durmak konusunda ne yapmalı? | TED | دافيد: حسنا ولكن إذا كنت أتقلب في فراشي ماذا أفعل؟ |
Eve geldiğimde de, doğruca yatmaya gittim. | Open Subtitles | وعندما أتيت إلى المنزل، خلدت مباشرة إلى فراشي |
yatak Kahvaltı işinde iyi değildim. | Open Subtitles | لم أكن جيداً في النهوض من فراشي لأجل الإفطار |
Seninle tanıştığımızdan beri uykularım kaçıyor. | Open Subtitles | فقدت فراشي منذ التقيتك |
ve sonra boya fırçalarında, domuz kılları kullanılır, açıkça boya fırçaları için biçilmiş kaftandır çünkü kolay kolay yıpranmazlar | TED | وفي فراشي الدهان يتم استخدام شعر الخنزير .. لانه يبدو مناسب جداً لتلك العملية بسبب صلابتها الطبيعية |
Dostum, öyle kayış gibi görünüyorsun ki, seni bir beyzbol topuna sarmak, bir kemere yapıştırmak ve pazar günü yapılacak kader maçına hazır olman için minderimin altına koymak istiyorum. | Open Subtitles | أنت ، يا صديقي يبدو وأنّك مصنوع من جلد لعين بصراحة مغري بالتفافك حول لعبة البيسبول وربط حزامك مع العصا تحت فراشي |