Kendini küçük düşmüş olarak onun çantasını tutarken, ve eve nefret ettiğin yeni yatakta yatmak için giderken bulacaksın. | Open Subtitles | وسينتهي بكَ الأمر ذليلاً تحمل حقيبتها و تعود للمنزل كي تنام على فراشٍ تكرهه |
Yani, aynı yatakta çıplak uyandığımızı inkar mı edeceğiz? | Open Subtitles | إذاً ما تريدين قوله، هو أن ننسى أمر استيقاظنا عراةً في فراشٍ واحدٍ؟ |
- Ben de bir gece daha şişme yatakta yatamam. | Open Subtitles | و أنا لا أستطيعُ أن أنام على فراشٍ هوائيٍّ لليلة أخرى. |
Her yatakta, her koğuşta. Yüzlercesi. | Open Subtitles | في كل فراشٍ وكل عنبر إنهمبالمئات. |
Üzerinde ölü sevgilinin dişleri olan yatakta uyumam mümkün değil! | Open Subtitles | ... لا يهم ، لن أنام في فراشٍ بهِ أسنان عشيقتك الميته |
Doğru düzgün bir yatakta yatmayalı asırlar olmuş. | Open Subtitles | بأن أكون في فراشٍ حقيقيٍ مرة أخرى! لقد مر عمر! |
Boş bir yatakta uyandım. | Open Subtitles | لقد إستفقت على فراشٍ فارغ |