"فراغها" - Translation from Arabic to Turkish

• boş

boş vakitlerini ailesiyle birlikte Fransa'nın güneyinde, yatta geçirir.
إنها تقضي كل وقت فراغها مع عائلتها في يخت جنوب فرنسا

Erica'nın boş zamanlarında yaptığı şeyler onu, benim yaptıklarım ise beni ilgilendirir.
ماذا اريكا في وقت فراغها هو عملها وما أقوم به في منجم، غير عملي.

boş zamanlarında filmler için hikâye yazmak hoşuna gidiyor ve onlara "tedavi" diyordu.
في وقت فراغها تحب كتابة قصص عن الأفلام والتي تطلق عليها المعالجة..

Yani, bir kadın nişanlısıyla gelinlik alırken boş zamanını, aşkıyla geçirebilir mi...
لنذهب اذا يمكن لامرأة أن تتضبع لفستان زفاف مع خطيبها وتقضي وقت فراغها مع شخص آخر

boş zamanlarını seninle geçirdiğine göre öyle olmalı.
فهي بالتأكيد كذلك إذا ما كأنت تقضي وقت فراغها معك

Şimdi terörist boş vaktinde evimizde takılıyor sadece, öyle mi?
إذا ، الإرهابية تتسكع هكذا في منزلنا خلال وقت فراغها ؟

Bütün boş vaktini burada geçirmişe benziyor.
يبدو انها أمضت معظم وقت فراغها هنا

boş zamanlarında hırçın sularda gezinmeyi çok sever de.
تحب ان تقضى وقت فراغها فى الغوص

Kızım boş zamanlarını senin o şüphe uyandıran mekanında geçirmeyi seçiyor kendini tehlikeye açık bırakıyor.
أترى؟ تفضل ابنتي قضاء وقت فراغها... في حانتك المثيرة للجدل...

boş zamanlarında yat ve spor araba ticaretiyle meşgul oluyor.
وتُمارس في وقت فراغها قيادة اليخوت والسيارات الرياضية...

O'Connor boş zamanlarında karikatür çizerdi ve ayrıca yazıları da karikatürlerle dolup taşar.
في وقت فراغها ترسم أوكونور الرسوم المتحركة، وتفيض كتاباتها بالرسومات الساخرة (الكاريكاتور).

boş zamanlarında ne yapardı?
ماذا تفعل وقت فراغها ؟

Güzel bir bayanın boş vakitlerinde ne yaptığını.
-ما الذي تفعله شابة جميلة في وقت فراغها

Gitmo'daki arkadaşları kimdir, boş vakitlerini nasıl geçirir,..
مع من تخرج في أوقات فراغها وكيف تقضيه .

15 yaşında Harvard'a gidiyor. boş zamanlarında dalmayı seviyor.
ولجت جامعة (هارفارد) في الـ15 من العمر، وتمارس الغوص البحري في وقت فراغها.

Zoe'nin böcek yiyen bir bitkisi var boş zamanlarında da bu oyuncak dinozorlardan yapıyor.
أتدرين؟ لدى (زوي) نبات يأكل الحشرات وفي وقت فراغها تصنع دمى الديناصورات هذه

Anaokulu öğretmeni ve boş vakitlerinde Washington General Hastanesi'nde gönüllü olarak çalışıyor.
إنّها مدرسة في روضة للأطفال وتقضي أوقات فراغها للقيام بعمل تطوعي في مستشفى (واشنطن) العام.

Yani boş zamanlarında ne yaptığını bile bilmiyorum.
-لذا فإنّي لا أعرف ما فعلت بوقت فراغها .

Belli ki Kara da öyle, yoksa boş zamanının çoğunu onunla geçirmezdi.
ومن الواضح أن (كارا) تفعل، أيضا أو أنها لا تريد إنفاق الكثير من وقت فراغها معه