Fraunhofer spektral çizgileri keşfeder etmez onlar hakkında bildiği her şeyi yayımladı. | Open Subtitles | حالما اكتشف فرانهوفر الخطوط في الطيف قام بنشر كل ما يعلم حولها |
William Herschel İngiltere'deki evinin salonunda kızılötesi ışığı keşfetmek üzereyken Joseph Fraunhofer adlı bir genç umutsuz bir angaryayla boğuşmaktaydı. | Open Subtitles | في حوال الوقت الذي قام به ويليام هيرشيل باكتشاف الأشعة تحت الحمراء في صالونه في إنجلترا صبي يافع إسمه جوزيف فرانهوفر |
Bavyera'nın müstakbel kralının ilgisini çeken genç Joseph Fraunhofer farklı bir evrene kapı aralamış oldu. | Open Subtitles | جذب جوزيف إنتباه الملك المستقبلي لبافاريا وحينها قام جوزيف فرانهوفر الصغير بإيجاد فتحة الى كون جديد |
Joseph Fraunhofer daha yirmi yedisine gelmeden dünyadaki yüksek kaliteli merceklerin, teleskopların ve diğer optik aletlerin önde gelen tasarımcısı olmuştu. | Open Subtitles | حينما أصبح عمره 27 سنة كان جوزيف فرانهوفر المصمم الرائد في العالم للعدسات عالية الجودة |
Bu yerel gelenek ve Fraunhofer'in laboratuvarına erişim yasağı meslek ve devlet sırlarını kontrolü altında tutmasını sağlamıştı. | Open Subtitles | هذا التقليد المحلي والقابلية على حصر الولوج الى مختبر فرانهوفر |
Fraunhofer, hassas mercekler için gereken en iyi cam çeşidini bulmak için prizmalarla deneyler yapıyordu. | Open Subtitles | كان فرانهوفر يقوم بأداء التجارب على الموشور ليجد أفضل نوع من الزجاج من أجل دقة العدسة |
Fraunhofer bir tür teleskop olan teodoliti ayarlarken manastırın başka bir kısmını göstermek istiyorum size. | Open Subtitles | حسنًا، بينما يحضر فرانهوفر مزواته وهو نوع من النواظير أود أن أريكم أمرًا في مكان أخر من الدير |
Joseph Fraunhofer'in yaptığı gibi tayfı bir teleskop ile büyüttüğünüzde atomun içerisindeki elektron dansının perdesini aralamış olursunuz. | Open Subtitles | وعندما تقوم بتكبير الطيف بواسطة تلسكوب كما فعل جوزيف فرانهوفر سترفع الستار |
Fraunhofer çizgileri, kozmostaki yaygın ve belirgin elementlerin atomsal imzalarıdır. | Open Subtitles | خطوط فرانهوفر هي التواقيع الذرية للعناصر مكتوبة بحروف كبيرة عبر الكون |
Joseph Fraunhofer, bir prizma ile bir teleskobu birleştirip onu gökyüzüne doğrultarak yıldızları daha da yakınımıza getirmiş oldu. | Open Subtitles | حينما قام جوزيف فرانهوفر بدمج الموشور مع التلسكوب موجهًا إياه الى السماء قام بتقريب النجوم أكثر لنا |
Fraunhofer'in keşifleri, Bavyera'yı durağan bir taşra beyliğinden bir teknoloji merkezine çevirdi. | Open Subtitles | حولت اكتشافات فرانهوفر مملكة بافاريا من مملكة ريفية منعزلة الى قوة تكنولوجية عظيمة |
Hükümet, Fraunhofer'in mükemmel optik cam yapımına ilişkin teknolojisini yaklaşık 100 yıl daha devlet sırrı olarak sakladı. | Open Subtitles | أبقت الحكومة تقنية فرانهوفر لصناعة زجاج بصري مثالي سر حكومي لمدة مئة سنة |
Ama Fraunhofer, konu saf bilimsel araştırmalar olduğunda böyle bir gizliliğe tamamen karşıydı. | Open Subtitles | ولكن فرانهوفر لم يسمح بهذا الشكل من السرية حينما كان الأمر يخص أبحاثه العلمية |
Eğer bu konuda aşırı duygusal görünüyorsam, bunun sebebi Isaac Newton'un yapabilecekken yapmadığı şeyi Joseph Fraunhofer'ın başarmak üzere oluşudur. | Open Subtitles | إن كنت أبدو عاطفي أكثر من اللازم فهذا بسبب ما سيفعله جوزيف فرانهوفر إنه ما كان يستطيع إسحاق نيوتن أن ينجزه ولكنه لم يفعل |
Fraunhofer onlara baktı ve sordu: | Open Subtitles | ...نظر اليهم فرانهوفر وتسائل |
Fraunhofer. | Open Subtitles | فرانهوفر |