| Benim karımı Frasier'ınkine tercih ettiğini bilmiyordum baba. | Open Subtitles | أنا ما كَانَ عِنْدي فكرةُ فضّلتَ زوجتَي إلى فرايزر. |
| Yüksek lisans ve doktora sahibi Frasier Crane, günün adamı sensin. | Open Subtitles | نعم، أنت يا د.فرايزر كرين MD, PhD, STUD ! رجل الساعة |
| "Frasier Crane Şov" Sunucu Doktor Frasier Crane. | Open Subtitles | برنامج: فرايزر كرين تقديم: د.فرايزر كرين إخراج: |
| Üç dakika içinde almazsam Frazier'i yerden kazırsınız. | Open Subtitles | إذا لم أحصل عليه في ثلاث دقائقِ، فرايزر سيتناثر في جميع أنحاء مخبأَي |
| Küçük Jamie, Ian'a benzeyebilir ama bu küçük hanımın Fraser gözleri var. | Open Subtitles | جايمي الصغير قد يشبه ايان ولكن هذه الصغيره لديها عيون ال فرايزر |
| Oğullarımla tanışın.Bu Frasier.Radyocu. | Open Subtitles | قابلْ أولادَي. هذا فرايزر. هو على الراديو. |
| Sağ ol Frasier ama bu gerçekten bana hitap etmiyor. | Open Subtitles | شوف، أنا أقدر لك هذا يا فرايزر لكن هذا.. لايناسبني حقاً |
| Frasier, seni sırtında taşıyacak sağlam bir şerpa tutabilir. | Open Subtitles | فرايزر بإمكانه استئجار شخص ليحملك على ظهره |
| Bana söylediği tek şey "Sanırım kardeşinle başımız dertte, Frasier." olmuştu. | Open Subtitles | :كل ما قاله لي هو أعتقد أن لدينا مشكلة مع أخيك، فرايزر |
| Ona çıkışma Frasier. Sen bir psikiyatrsın. Duygularını kontrol etmelisin. | Open Subtitles | أنت طبيب نفسي يا فرايزر يجب أن تكون مسيطراً على عواطفك |
| - Selam Frasier. - Selam Roz. Selam Bay Crane... | Open Subtitles | أهلاً فرايزر مرحباً سيد كرين، مالذي جلبك إلى هنا؟ |
| Frasier'ın söylediği birşey kafama takıldı. | Open Subtitles | قالَ فرايزر شيءاً قبل أيام الذي إلتصقَ حقاً في رأيي. |
| Frasier, Buldog'un yerini dolduruyor. Bir yere gidemezsiniz. | Open Subtitles | حَسناً، طالما مَلْئ فرايزر للبولدوغِ، أنت لا تَذْهبُ إلى أيّ مكان. |
| Frasier Daphne'nin o adamı beğendiği gece beni onunla konuşmaktan vazgeçirdi. | Open Subtitles | فرايزر أقنعَني بالعدول عن يَقتربُ دافن، الليل أعجبتْ بذلك الرجلِ. |
| Frasier'a hediye alıp sana almayınca kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | أحسستُ نوعَ سيئِ حول إعْطاء فرايزر الشيء ولا شيء لَك، |
| Madem Frasier hikâyenin en utanç verici yerini anlattı... | Open Subtitles | حَسناً، منذ فرايزر أخبرَ الأكثر الجزء المحرج للقصّةِ، |
| Eddie'yle ilgisi olmadığını biliyorum ama belki benden Frasier'a, ondan da Eddie'ye geçti. | Open Subtitles | أَعْني، أَعْرفُ الذي عِنْدي لا علاقة بإدي، لكن لَرُبَّمَا فرايزر إرتفعَ شيء مِنْ الإتصالِ مَعي. |
| O restorana girip çok güzel bir süpermodeli Frasier'la sarmaş dolaş yakalayabiliriz. | Open Subtitles | هناك دائماً الفرصة بأنّنا سَنَدْخلُ ذلك المطعمِ وبَعْض العارضة الكبيرةِ الرائعةِ سَيَلْفُّ في جميع أنحاء فرايزر. |
| Bu arada Frazier telefonu bekler durur. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، فرايزر يراقب الساعة، ينتظر الهاتف يرن |
| Ben, Leoch Kalesi'nden Claire Fraser'ım ve Efendi'nin yeğeni James Fraser'la evliyim. | Open Subtitles | أنا كلير فرايزر من قلعة الليوخ متزوجه من جايمس فرايز أبن أخت الليرد |
| Çocukken Fraiser ve Niles'ı çalıştığım karakola götürürdüm. | Open Subtitles | إنه نوع من رد الجميل، فعندما كان فرايزر طفلاً كنت آخذه لمركز الشرطة حيث عملي |
| Tamam, Poley fakat Frizer'a yere yatmasini söyle, derisini yüzmeye basladigimda | Open Subtitles | حسناً (بولي).. لكن أخبر (فرايزر) أن ينزل على ركبتيه عندماأبدأبحلاقةجلد ... .... |
| MacLeod'lar Frazer'lara karşı savaştığı zaman, kar bir şövalye gelmişti. | Open Subtitles | عندما مكلاود قاتل عائلة فرايزر وفارس أسود |