mutlu mu olduğum, kötü bir gün mü geçirdiğim veya stresli, şaşkın mı olduğumla ilgili bir fikri yoktu ve bu sinir bozmaya başladı. | TED | لم تكن لديه أية فكرة إن كنت فرحة أو إن كان نهاري سيئاً أو أنني مرهقة، قلقة، وقد أصبح الأمر محبطاً. |
Hayatının düzene girmiş olmasına çok sevindim, Chuck. | Open Subtitles | انا فرحة جدا يبدوا ان الامور جيدة بالنسبة لك تشاك |
Senin adına çok mutluyum, Seni asla bırakmayacağım. | Open Subtitles | انا فرحة لأجلك جدا , ولن اتركك تذهبين ابدا |
Tabi kızım Scarlet dışında, o devam eden bir mutluluk. | Open Subtitles | إلا لابنتي سكارليت .. التي هي فرحة الدنيا |
Kuşkum yok. Acı çekerken bile aklımın ötesinde bir neşe oluyor. | Open Subtitles | حتى في العذاب هناك فرحة تستعصي على الفهم. |
Haklı olabilirsin ama bu kadar neşeli olmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | حسناً قد تكونين محقة . لكن لا يجب عليك أن تكوني فرحة جداً بشأن هذا |
Enerjinizi nükleer bomba yapmaya ve yıkımın karanlığını yaymak için kullanabilirsiniz, yada ışığın neşesini milyonlara yaymak için kullanabilirsiniz. | TED | يمكنك استخدام طاقتك لبناء القنابل النووية ونشر ظلام الدمار، أو يمكنك استخدامه لنشر فرحة الإضاءة للملايين. |
Şayet bu içler acısı bir durum olmasaydı, eğlenceli olacaktı. | Open Subtitles | تكون فرحة إذا ما كانت مثير للشفقة |
Eğer pas geçmek istersen, çok mutlu olurum. | Open Subtitles | إذا أردت أن لا تذهبى, سأكون أكثر فرحة , صدقينى. |
Şey, her şeyin iyi geçtiğini duymaktan mutlu oldum. | Open Subtitles | حسنا .. أنا فرحة لسماع أن الأمور سارت على خير .. |
Kusuruma bakma ama sadece dümene sen geçtiğinde mutlu oluyorsun. | Open Subtitles | واو آسفه أن الآمور أصبحت هكذا لكن عليكي الإعتراف أنك تكونين فرحة |
Senin "garip" örneğin olmama sevindim. | Open Subtitles | ولا أحس بالسوء. حسنا، أنا فرحة أن أكون مثلك النادر. |
Buna sevindim. Yani seni istasyondan almak zorunda kalmayacağım, değil mi? | Open Subtitles | أنا فرحة من أجلك , إذاً لن يتوجب علي إصطحابك بعد الآن من المحطة , صحيح ؟ |
Önceden buna karşıydım ama seni ilk balona çıkardığım için çok mutluyum. | Open Subtitles | أعلم أني لم أكن مهتمة بهذا من قبل، لكني فرحة أني سأرافقك في حفل تخرجك الأول. |
Kendini tazelenmiş hissettiğin için mutluyum. | Open Subtitles | حسنا، أنا فرحة لأنّك تشعرين بالحيويّة |
Sevgili Bayan Potter, size en son çıkan kopyayı yollamaktan büyük bir mutluluk duyuyor, bu hikaye dizisinin uzun süre sürmesini diliyorum. | Open Subtitles | عزيزتي الانسة بوتر مرفق مع فرحة كبيرة الاخيرة من ما اتمنى ان يكون سلسلة قصص طويلة |
Ona hiçbir şey borçlu değilim. Ona mutluluk dilemiyorum. Aşk da dilemiyorum. | Open Subtitles | لستُ أدين له بشيء، ولا أتمنّى له فرحة ولا حبّ. |
Burası neşe dolu bir ev değildi. | Open Subtitles | أعنى ، لم تكن هناك فرحة فى هذا البيت |
neşeli olmak daha fazla neşe getirir biliyorsun. | Open Subtitles | الفرحة لابد وان تكون فرحة |
Bu tehlikeli derecede düşük tatil neşesini gösterir. | Open Subtitles | وهذا خطير جدا على مستوى منخفض من فرحة العيد |
Çok eğlenceli haberler getirdim. | Open Subtitles | لقد جئت بأخبار حسنة ذات فرحة عارمة |
Doğduğu andan itibaren, Albert hayatımın neşesi oldu... | Open Subtitles | لماذا,من اللحظة التي ولد فيها ألبرت كان فرحة حياتي |
Belki sadece bir temasıdır, sadece günahın bir temasıdır bize yaşama sevinci veren. | Open Subtitles | قد تكون مجرَد لمسة، ربَما مجرَد ...لمسة خطيئة تلك الَتي ستعطينا فرحة الحياة |
"Bu huzur öğrencilerinin hayatını geliştirdikçe o da büyük keyif alıyor." | Open Subtitles | "منحها فرحة كبيرة رؤية السلام في حياة طلابها" |