Adam Smith'in bireysel hareketlerden kaynaklanan toplumsal yararları tanımlamak için kullandığı bir metafor. | Open Subtitles | انها كناية استخدمت بواسطة ادم سميث ليصف الاستفادات الاجتماعية صادرة من افعال فردية |
bireysel değişiklikler yapabiliriz fakat sosyal değişiklikler de yapabiliriz. | TED | يمكننا القيام بـتغييرات فردية ولكن يمكننا كذلك القيام بـتغيرات اجتماعية |
Bu konferansta duyduğumuz çoğu şey bireysel tecrübeler ve kişisel tecrübelerle ilgili. | TED | يتعلق الكثير مما سمعناه في هذا المؤتمر بتجارب فردية وشخصية. |
Ama yanılgımız şu ki, her birini tek tek çözülecek sorunlar olarak görüyoruz. | TED | لكننا نرى، بطريقة خاطئة، كل واحد من هذه المشاكل كمشاكل فردية ينبغي حلها. |
Dünyamız değişiyor. Şu anda farklı bir dünyada yaşıyoruz ve bir zamanlar kişisel olan sorunlar şimdilerde hepimiz için dünya çapında sorunlar oldu. | TED | إن عالمنا يتغير. نعيش في عالم مختلف الآن، و ما كان مرة مشاكل فردية هي الآن في الحقيقة مشاكل عالمية بالنسبة لنا جميعاً. |
Her vaka için ayrı ayrı düzenlenmesi gereken çeşitli aşılar. | Open Subtitles | اللقاحات التي يجب أن تعدل لمناسبة كل حالة فردية |
Sizi grup olarak temsil edersem... bireysel davanız daha kuvvetlenir. | Open Subtitles | الآن ، حالتك فردية ..لكننا سنكون أقوى إن سمحت لي بتمثيلك |
Bunu söylerken kastettiğim bireysel alımlar değil ama yine de artık pazarlık için çok daha geniş bir alan var. | Open Subtitles | و على هذا الأساس, مبيعات المنازل القديمة ..,تتم على أسسٍ فردية في حين يوجد مجال للتفاوض |
Zaman içerisinde oluşan rasgele bireysel semptomlar. | Open Subtitles | هذه أعراض عشوائية أحداث فردية علي مر الوقت |
Kısacası bireysel olarak mı yoksa kurumca mı batacağız? | Open Subtitles | هل لدينا مارقة فردية أم إتمام فشل مُؤسَّسي |
İkinizinde bireysel tutkuları var, ...bireysel yetenekleri, bireysel hayalleri. | Open Subtitles | كلاكما يملك عواطف فردية مواهب فردية، أحلام فردية وهذ متوقع خصوصا في عمركما |
bireysel görüşmeler yapmak istiyorum, o yüzden siz benimle gelin, siz ikiniz burada kalın. | Open Subtitles | أودّ إجراء مقابلات فردية ، أنتِ بإمكانك القدوم معي ، أنتن إبقين هنا |
Her şey bireysel piksellerden yapılmıştır bu da demektir ki evren sınırlı sayıda bileşenden meydana gelmiştir bu da demektir ki sonlu sayıda alemden oluşmuştur bu da hesaplanabilir demektir. | Open Subtitles | كل شيء يتكون من بيكسلات فردية و هذا يعني أن الكون يتكون من عدد محدود من المكونات و بالتالي يتكون من عدد محدود من الحالات مما يعني أنه قابل للحوسبة |
Dört çeşit zorunlu egzersiz olacak, geri kalan süredeyse bireysel eğitimler alacaksınız. | Open Subtitles | سيكون هناك 4 تدريبات الزامية والباقي ستكون تدريبات فردية |
Kısacası bireysel olarak mı yoksa kurumca mı batacağız? | Open Subtitles | هل لدينا مارقة فردية أم إتمام فشل مُؤسَّسي |
Asıl sihir dört güçlü tek kişilik oyunu alıp hepsinin birlikte çalışmasını sağlamak. | Open Subtitles | السحر الحقيقي هو استغلال أربع عروض فردية بارعة وجعلها تتشارك في عملٍ واحد |
Asıl sihir dört güçlü tek kişilik oyunu alıp hepsinin birlikte çalışmasını sağlamak. | Open Subtitles | السحر الحقيقي هو استغلال أربع عروض فردية بارعة وجعلها تتشارك في عملٍ واحد |
Bu da tüm insan topluluklarının doğrusal gelişim içinde tek bir sona doğru geliştiğini iddia ediyordu. | TED | إنها تدعي أيضاً أن كل المجتمعات الإنسانية تتطور في تقدم طولي باتجاه نهاية فردية. |
Biz bir takımız, ve takım kişisel güçlülükten ve zayıflıklardan oluşur. | Open Subtitles | إننا فريق, والفريق يتألف من أناس .مع نقاطِ قوةٍ وضعفٍ فردية |
Ve eğer bir öğretmen ve bir öğrenci arasındaki kişisel ilişkiden bahsetmiyorsanız, bu gerçeklikten bahsetmiyorsunuz, | TED | وإذا لم تكن تتحدث عن علاقة فردية بين المدرس والطالب فأنت تتجاهل هذه الحقيقة، |
Barranca Pansiyonu'nda hiçbir odanın ayrı hattı yok. | Open Subtitles | حانة بارانكا ليس لها طريق ربط أثر خلفي من خارج الخطّ إلى غرفة فردية. |
Ve sadece bağımsız makineleri değil; ayrıca lokomotif ve uçak filolarını, hastahane ve elektrik şebekesi gibi yekpare sistemleri de. | TED | وليس مجرد آلات فردية ولكن أساطيل القاطرات والطائرات أنظمة كاملة مثل شبكات الكهرباء والمستشفيات. |