"فرصته في" - Translation from Arabic to Turkish

    • şansını
        
    En azından, kurtuluş şansını sürdürmesine yardım ettim. Open Subtitles على الأقل فقد ساعدته لكي يحافظ على فرصته في البقاء
    -Ve benim oğlum, sırf ben ailenin yükünü taşıyamıyorum diye, çalışıp, koleje girme şansını batırmayacak. Open Subtitles ولا ينبغي على ابني أن يعمل و أن يفسد فرصته في الذهاب إلى جامعة ٍ جيدة لأنني لا أستطيع إعالة عائلتي
    Bak, eğer onu yüzme takımından alırsak, sporcu bursu kazanma şansını yitirecektir, ve sonrada bizi asla affetmeyecek. Open Subtitles اسمعي، إن حرمناه من فريق السباحة فسيخسر فرصته في المنحة الرياضية و لن يسامحنا أبداً
    İlaçlar yüzünden kendi şansını çöpe atmış. Open Subtitles لقد خسر فرصته في اللعب المحترف بسبب إدمانه
    Baban mutlu olma şansını kaybetti ve hepsi senin suçun Opie.* Open Subtitles والدك, فقد فرصته في أن يكون سعيداً وكل ذلك بسبب, (اوبي)
    - Yani Floyd'u hasta edip kazanma şansını sabote etmeyi planlamadığına emin misin? Open Subtitles -هل أنت متأكدة بعدم التخطيط لإمراضه وكبح فرصته في الزواج؟
    Şu Caleb, bu üç çocuktan faydalanabilme şansını gördü. Open Subtitles كيلب) أستغل فرصته) في هؤلاء الأطفال الثلاثة
    Julian kendisinin suçsuz olduğunu söyleyip şansını mahkemede deneyecekmiş. Open Subtitles أنّ (جوليان) سيُقرّ بعدم ذنبه، وسيأخذ فرصته في المحاكمة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more