Bak sana ne diyeceğim, Kazanırsam, eğitim danışmanım olabilirsin. | Open Subtitles | حسنا، مارأيك إذا فزت فسأجعلك مستشارتي في التعليم |
O silahı bir düşürürsen bir ay boyunca taşıtırım sana! | Open Subtitles | إذا أسقطتَ ذلك السلاح فسأجعلك تحمله لمدة شهر متواصل |
Kaçmaya çalışırsan, sana söylediğimden farklı bir şeyi yapmaya çalışırsan seni kurtardığıma pişman olursun. | Open Subtitles | لو حاولت الهروب، أو فعل أي شيء خلاف ما قلت لك فسأجعلك تتمنى لو أنني لم أنقذك من تلك الرصاصة |
Pekala. Ama bunun aksini hissettiğim an seni pişman ederim. | Open Subtitles | حسناً لكن لو شعرت للحظة بعكس ذلك فسأجعلك تندم |
sana söz veriyorum eğer bize karşı dürüst olmazsan o derece nazik bir şeyi mumla ararsın. | Open Subtitles | صدقني، إن لم تكن صادقاً معنا فسأجعلك تتمنى عقاباً لطيفاً كذلك العقاب |
Pockets büyük olanını yakalarsan onu sana yediririm. | Open Subtitles | بوكيتس ، إن اخترت زرافة كبيرة فسأجعلك تأكلها! |
Eğer bebek İsa'ya dokunursan o kostümü sana giydiririm! | Open Subtitles | إذا لمست الطفل (يسوع) فسأجعلك ترتدي بدلة المهرجين! |
Eğer Grace Van Pelt'e bir şey yaparsan bunu sana ödetirim. | Open Subtitles | إذا قمت بفعل أي شيء (إلى (جريس فان بيلت فسأجعلك تدفع الثمن |
- Junior, böyle... - ...bir şeyi asla... - Onu öldürdüysen bana yardım et de sana ıstırap çektireyim! | Open Subtitles | ...ـ (جونيور)، أنا ما كنت ـ إن قتلت (آنجي)، فسأجعلك تعاني |
Bir daha ayakkabımı didiklersen, seni kapı dışarı ederim. | Open Subtitles | إن اقتربت من حذائي مجدداً فسأجعلك تندم طوال حياتك على ذلك |
Eğer bana subayların yediği lezzetli, sulu koyun pirzolasından getirirsen seni memnun ederim. | Open Subtitles | لو احضرت لي بعض من لحم الضأن الشهي الذي رايت الضباط وهم يأكلوه فسأجعلك |