İlişkiler köpekbalığı gibidir sürekli ilerlemek zorundadır, yoksa ölür. | Open Subtitles | العلاقة كما أعتقد هي مثل القرش عليها أن تتحرك باستمرار إلى الأمام وإلا فستموت |
"Ayrılan birileri olursa, o ölür." ne demek oluyor? | Open Subtitles | ما الذي يعنيه هذا إن غادر شخص ما , فستموت ؟ |
Ama inan ki dediğini yaparsam, ölürsün. | Open Subtitles | ..لكن يجب أن تصدق أنه إذا فعلت ما تطلبه مني.. فستموت |
Ama bu önemli değil... çünkü geçmişe saplanıp kalırsan, her gün azar azar ölürsün. | Open Subtitles | ولكن لا بأس لأنك لو تعلقت بالماضي فستموت يوميا ببطئ |
Yakında Kira'nın kimliği ortaya çıkacak! Eğer Higuchi İkinci Kira gibiyse ve birini sadece yüzünü bilerek öldürebiliyorsa Bay Matsuda ölecek. | Open Subtitles | إذا كان هيجوتشي يقتل شخصاً ما برؤية وجه مثل كيرا الثاني ، فستموت يا ماتسودا |
Üç hafta içinde bu adadan ayrılmazsa ölecek. | Open Subtitles | وإن لم تغادر هذه الجزيرة خلال ثلاثة أسابيع فستموت |
Diyelim ki ateş hattında kaldın. Orada kaldığın sürece öleceksin, tamam mı? | Open Subtitles | لنفترض إنك حوصرت بعملية أطلاق نار فأن حاولت البقاء فستموت, حسناً؟ |
O yeleği patlatırsan annen de ölür. | Open Subtitles | إذا فجرت تلك السترة، فستموت والدتك أيضاً. |
Enfeksiyon için tedavi verirsek ve yanılıyorsak saatler içinde ölür. | Open Subtitles | لو عالجنا العدوى وكنّا مخطئين، فستموت خلال ساعات |
Enfeksiyon için tedavi verirsek ve yanılıyorsak saatler içinde ölür. Ya rejeksiyon için tedavi verirsek ve yanılıyorsak? | Open Subtitles | لو عالجنا العدوى وكنّا مخطئين، فستموت خلال ساعات |
O da bir kahraman olarak ölür. | Open Subtitles | لسحبها من تحت الأنقاض ولكن هنا، فستموت بطلةً أيضاً |
Ona acıman için uğraşır. Gardını düşürmeye çalışır. Gardını düşürürsen buradakiler ölür. | Open Subtitles | سيجعلك تشعر بالآسف عليه مما يجعلك تقلل من حذرك، وإن قللت من حذرك فستموت |
Ben bir polisim ve "Kıpırdama" diyorum, Karbeyaz. Kıpırdarsan ölürsün. | Open Subtitles | انا الشرطة واقول لا تتحرك لو تحركت فستموت |
Ben polisim ve sana hareket etmemeni söylüyorum, Pamuk Prenses. Hareket et, ölürsün. | Open Subtitles | انا الشرطة واقول لا تتحرك لو تحركت فستموت |
Eğer rüyanda ölürsen, gerçek hayatta da ölürsün. | Open Subtitles | إذا متّ في حلم فستموت في الحياة الحقيقية |
- Hayır, gitmeyeceğim. Bunu herkes bilir, birisini sokarsan ölürsün. | Open Subtitles | كلا لن أذهب لجنازته الجميع يعرف أنه إذا لسعت شخصاً فستموت |
Planktonlar erken yorulduğu takdirde ölecek ve tüm besin zinciri çökecek. | Open Subtitles | لو استُنفذت مبكّراً جداً فستموت العوالق وستنهار السلسلة الغذائية |
Bir kadının hayatı söz konusu. Bunu hemen yapmazsanız ölecek ve siz bunu durdurmak için bir şey yapmamış olacaksınız. | Open Subtitles | حياة امرأة على المحكّ، إن لم تقم بهذا الآن، حالاً، فستموت |
Bilgenin önünde masum biri ölecek ve Şeytan'ın eşi kendini gösterecek. | Open Subtitles | فستموت بريئة قبل الحكيمة لكن زوجة الشيطان سوف تنهض حتما |
Biliyorsun, jüri buna nefsi müdafa olarak bakabilir ama eğer beni öldürürsen, bir hapishanede öleceksin. | Open Subtitles | أتعلم, هيئة المحلفين قد تنظر لهذا الأمر باعتباره دفاعاً عن النفس, لكن إن قتلتني, فستموت في االسجن. |
Biz öleceksek sen de öleceksin. | Open Subtitles | إن كنا سنموت.. فستموت أنت أيضاً |
Nasogastrik tüpe ihtiyaciniz var yoksa acliktan öleceksiniz. | Open Subtitles | تحتاج أنبوبًا أنفيا معديا، وإلا فستموت جوعا. |
Çünkü değilsen ve ölmesini ada istiyorsa ölecektir. | Open Subtitles | لأنّكَ إن لم تكن كذلك وكانت الجزيرة هي مَن تريدها ميتة، فستموت |