"فشل في" - Translation from Arabic to Turkish

    • başarısız
        
    • başaramadığı
        
    • yetmezliği
        
    • başaramadı
        
    • hatası
        
    • karşı çıktığında
        
    Ancak projeyi başlatacak gerekli yatırım için geleneksel kaynakları ikna etmekte başarısız oldu. TED لكنه فشل في إقناع أي من المصادر التقليدية لتقديم التمويل اللازم للنهوض بالمشروع.
    Çalışma başarısız mıydı yoksa denek yüzünden mi öyle oldu? Open Subtitles فشل في العمل ،، أو فشلَ بسبب من كانَ يختبرهُ؟
    Onun anlamayı başaramadığı şey, eğer birimiz bocalarsa Tiberius hepimizi mahvedebilir. Open Subtitles ما فشل في تحقيقه هو اذا كان احد منا تعثر... تيبيريوس كان سيمزقنا
    Öldürmeyi başaramadığı hedef kimdi? Open Subtitles مَن الهدف الذي فشل في قتله؟
    Kalp yetmezliği var. Eminim ki buradaki izleyicilerden çoğunun ebeveyni, dedesi, büyükannesi kronik hastalıkları olan sevdiği kişiler var. TED لديها فشل في عضلة القلب، وأنا واثقةٌ بأن العديد منكم في الجمهور لديهم آباء، أجداد، أحباء لديهم أمراض مزمنة.
    Oyunun yıldızı başaramadı ve oyunu benim devam ettirmem gerekiyor. Open Subtitles النجم قد فشل في الظهور, وأنا يجب عليّ الذهاب وتأدية العرض.
    Fren ya da sistem hatası da yokmuş, sadece basit bir kaza. Open Subtitles لا فشل في الفرامل أو النظام، مُجرّد حادث بسيط.
    Tek bir kişi bile buna karşı çıktığında, tüm bölgede... başka yaratıkların ortaya çıktığını görmeleri ne büyük... karmaşa yaratır düşünebiliyor musunuz kardeşlerim? Open Subtitles أن فشل في السيطرة على الوحش تصورا أيها الأخوة ما سيحدث لو أنكلالمقاطعاتفيالمملكة... هُوجمت من قبل وحوش أخرى
    Ama üzgünüm ki ABD Senatomuz başkanımıza onaylaması için tavsiye vermekte başarısız oldu. TED لكن يحزنني القول بأن مجلس الشيوخ الأمريكي لدينا فشل في توصية الرئيس في التصديق على المعاهدة.
    Yanlış anlamayın, anlaşmanın bir sorunla karşılaştığını... ..veya uyum sağlanamadığını... ..veya yanıp kül olduğunu veya başarısız kaldığını söylemiyorum. Open Subtitles افهموا انني لا اعني ان اندماجنا قد ارتطم بعقبة او فشل في التكون او اختفى في الهواء او سقط تماما
    Orda bile, ardı ardına üç yıl sınavlarında başarısız oldu. Open Subtitles بل هناك، أنه فشل في بلده الامتحانات ثلاث سنوات على التوالي.
    Öldürmeyi başaramadığı hedef kimdi? Open Subtitles مَن الهدف الذي فشل في قتله؟
    Garip bir şekilde, bu Nick'in kriz durumunda elflerden bahsetmeyi başaramadığı ilk sefer değil. Open Subtitles من الغريب، هذه ليست المرة الاولى (نيك) فشل في يدعو الجان في الاوضاع المتأزمة
    Büyük bir kamyon veya kalp yetmezliği, veya kötü akciğerlerle ölüm yanıbaşımızda. TED أتعلمون الموت محيط بنا .. سواء كان سببه قصورٌ قلبي او فشل في الرئة او بواسطة حادث سير
    Şey, sanırım kimse sana silikonu, doğrudan insan derisine enjekte etmenin yol açabileceği solunum yetmezliği, anevrizma, kalp krizi gibi etkilerinden bahsetmemiş. Open Subtitles أعتقد أحدا منهم قال لك أن حقن السيليكون مباشرة في الأنسجة البشرية يمكن أن يسبب فشل في الجهاز التنفسي، القحفي، وتوقف القلب.
    Solunum yetmezliği niye olur? Open Subtitles لماذا الناس لديهم فشل في الجهاز التنفسي؟
    Gezgin 4022 ekibini öldüren bombayı imha etmeyi başaramadı. Open Subtitles المسافر 4022 فشل في تعطيل القنبلة مما أدى إلى مقتل أعضاء فريقه.
    Azzallel, kızına yeni gözler yaratmaya çalıştı ama başaramadı. Open Subtitles "أزاليل" حول لكن فشل في اعطاء عيون جديده الي ابنته الرضيعه.
    Hiçbiri Üçlü Taç'ı kazanmayı başaramadı. Open Subtitles وكل واحداً منها فشل في الفوز بـ"ترايبل كراون"
    Buradaki kayıtlara göre bir sistem hatası hiç tespit edilmemiş. Open Subtitles بالرجوع إلى هذا فإنه لم يكشف عن أي فشل في النظام
    Tek bir kişi bile buna karşı çıktığında, tüm bölgede... başka yaratıkların ortaya çıktığını görmeleri ne büyük... karmaşa yaratır düşünebiliyor musunuz kardeşlerim? Open Subtitles أن فشل في السيطرة على الوحش تصورا أيها الأخوة ما سيحدث لو أنكلالمقاطعاتفيالمملكة... هُوجمت من قبل وحوش أخرى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more