Ve sana özenti dedi, sonra herkes güldü. | Open Subtitles | و قد قال انك اللغز المحير فضحك عليك الجميع |
Ve Bayan Devereaux metan yakıcıyı açmıştı ben de "kim osurdu?" dedim ve herkes güldü. | Open Subtitles | "وقلت انا "واو .. من الذي اطلق ريحًا؟ فضحك الجميع |
güldü, başını salladı ve şöyle dedi: | Open Subtitles | :فضحك و هز برأسه قائلا |
Dün gece senin yanına gittiğini ve eğer şartlarını kabul etmezsen seni ifşa edeceğinden haberim var. | Open Subtitles | اعلم انه ذهب اليك الليلة الماضية وكان يريد فضحك ان لم توافق على شروطه انت مجنون |
Tamam, Kralın bir ilişkisi var. Ama neden seni ifşa etsin ki? | Open Subtitles | حسناً , الملك لديه علاقة ولكن لماذا فضحك أنت فيكرام؟ |
Madem öyle seni ve imparatorluğunu nasıl kurduğunu ifşa etmekten başka bir seçeneğim yok. | Open Subtitles | ليس امامي خيار إلا فضحك إخبار العالم من تكون وكيف حقاً بنيت تلك الإمبراطورية |
güldü ve bana fahişe dedi. | Open Subtitles | فضحك ونعتني بالمومس |
Bunu ona sordum... Sadece güldü. | Open Subtitles | أسأله, لقد فعلت فضحك |
O kadar çok güldü ki, gözlerinden yaş geldi. | Open Subtitles | فضحك ثم بكى من شدة الضحك. |
Bana güldü. | Open Subtitles | فضحك علي |
Onun yüzünden, ifşa oldun. | Open Subtitles | تمّ فضحك بسببه هو |
Seni ifşa etmeye kararlıydı. | Open Subtitles | لقد كانت تنوي فضحك |
İfşa oldun. | Open Subtitles | تمَّ فضحك |