"فظيعاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • korkunç
        
    • kötü
        
    • berbat
        
    • korkunçtu
        
    • kötüydü
        
    • berbattı
        
    • iğrenç
        
    • korkunçmuş
        
    • feci
        
    • berbattım
        
    - Size çok kızdım. - korkunç bir şey oldu. Open Subtitles عندما أكون غاضبة , فأننى غاضبة لقد حدث شيئاً فظيعاً
    Bak... yaptığımın korkunç olduğunu biliyorum ve her türlü cezaya açığım. Open Subtitles أعلم أن ما فعلته كان فظيعاً, و انا متقبلاً جميع العقوبات.
    korkunç bir hata yaptım! Ötenazi şu anda büyük önem taşıyor! Open Subtitles لقد اقترفت خطأ فظيعاً سألغي قرار عدم الإنعاش لأن الحياة ثمينة
    Görüyor musun, olanlar ne kadar kötü olsada, benim yapamadığım bir şeyi başardı. Open Subtitles بقدر ما كان فظيعاً لقد أنجز شيئاً واحد لم أستطيع القيام به بنفسي
    Eğer bizim için kötü bir rapor yazarsa, eve dönmek zorunda kalırız. Open Subtitles إذا ما كتبت عنّا تقريراً فظيعاً فسنعود جميعاً للوطن ماذا بعد ذلك؟
    Ve İkinci Dünya Savaşı özellikle Japonya için berbat bir olaydı, TED و الحرب العالمية الثانية كانت حقيقة حدثاً فظيعاً ، و كذلك إقتصادياً بالنسبة إلى اليابان.
    - Bana bu lanet şeyi verme! O çocuğa yaptığın korkunçtu. Open Subtitles لا تقل لى هذا الهراء ما فعلته لتوك بذاك الفتى كان فظيعاً.
    Bizlerin tekrar korkunç bir şey yapma ihtimali yok mu hiç? Open Subtitles أليس هناك أي فرصة لكي لا يفعل شيئاً فظيعاً مجدداً ؟
    İnsanlar, hastalığımın, kişiliğim için bir test veya yaptığım korkunç bir şeyin kanıtı olduğuna eminler. TED الناس متأكدون أنه اختبار لشخصيتي، أو دليل على أني قد فعلت شيئاً فظيعاً.
    Göbek dansçılığı yaptığımı öğrenirlerse korkunç olur. Open Subtitles سيكون الأمر فظيعاً لو عرفوا أنني مجرد راقصة
    Yeterince yiyeceği olmadan bir köpeği uzaya yollamak korkunç. Open Subtitles كما كان فظيعاً إرسالها إلى الفضاء بدون كفايتها من الأكل
    Çünkü pekala ben de korkunç şeyler yapabilirim Open Subtitles بالرغم من أنَني أستطيع أن أفعل شيئاً فظيعاً بشكل جيَد جدَاً
    Önceki hayatımda korkunç bir şey yapmış olmalıyım. Open Subtitles لا بد أنني اقترفت أمراً فظيعاً في ما مضى من حياتي
    Peder, korkarım korkunç bir şey oldu. Open Subtitles حضرة القسّ، أخشى أن أمراً فظيعاً قد حدث.
    Toplum önünde karşısına çıkılmayacak, kadar kötü müyüm ki, benden saklanıyorsunuz? Open Subtitles لا أستطيع التفكير بأنكما اعتبرتماني شخصاً فظيعاً يجب أن تختفيا منه
    Yani, eğer kötü bir baba olmasaydı bunun için gerekçem ne olurdu? Open Subtitles أعني، إن لم يكُن هو والداً فظيعاً.. فما هو عذري لفعل هذا؟
    İnsanları bir araya getirmesi için üzücü şeylerin olması çok kötü. Open Subtitles إنها سيئة للغاية إنها تأخذ شيئاً .فظيعاً للناس للحصول على معاً
    Bunun berbat göründüğünü biliyorum, ama sizi temin ederim ki dostlarım, tamamiyle masumum. Open Subtitles أدرك أن هذا يبدو فظيعاً لكني أردت طمأنتكم فقط يا أصدقائي بأني بريء تماماً
    Neden az önce berbat bir hata yaptığımız gibi batan bir his var içimde? Open Subtitles لمَ لديّ شعور قابض بأننا ارتكبنا خطأ فظيعاً للتو؟
    İki hafta önce bir araba kazasında öldü. korkunçtu. Open Subtitles ماتت في حادث سيارة بعد أسبوعين كان أمراً فظيعاً
    "Bu durumla onlar da başa çıkamıyordu, korkunçtu." Open Subtitles هم أيضاً لم يستطيعون أن يتحمّلوه ، قد كان فظيعاً
    Bunu Amerikan halkına yapmak çok kötüydü. Open Subtitles كان ذلك تصرّفاً فظيعاً تجاه الشعب الأمريكي..
    Duygusal açıdan berbattı tabii. Ama hindi çok güzel pişmişti. Open Subtitles كان فظيعاً من الناحية العاطفية، لكن الديك الرومي كان غضاً
    Ve bunlar iğrenç, doğal olmayan veya en berbat ayrıntısına kadar konuşacağımız şeyler değiller. Open Subtitles وهذا ليس أمراً فظيعاً أو غير طبيعيّ ولا داعي للتحدّث عنه بتفاصيله
    Yıkmak zorunda kalmışlar, çünkü orada yaşanan şeyler çok korkunçmuş. Open Subtitles كانوا مضطرين إلى أن يدمروه لأن ما حدث هناك كان فظيعاً
    feci, resmen feci bir yer. Open Subtitles لكي نصل إلى هناك... و كان الأمرُ فظيعاً..
    Sanmam. Spor konusunda berbattım. Open Subtitles أشك في هذا، كنت فظيعاً في الرياضة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more