etkisini arttırmak için birkaç yeni bileşen attım içine. | Open Subtitles | لقد ألقيت بعض المكونات الجديدة لأزيد فعاليتها |
Sadece etkisini ispatlamak için. | Open Subtitles | فقط لإثبات فعاليتها في هذا المجال |
Gerçekten de çok etkili oldu çünkü varsayımlarımıza inanmayan kişiler kendi varsayımlarını deneyerek nasıl işe yaradığını görebilirler. | TED | وقد كان هذا فعالا حقا، لأن الناس الذين لا يصدقون افتراضاتنا بامكانهم تجربة افتراضاتهم الخاصة لرؤية مذا فعاليتها. الآن هناك مشكلة واضحة، والتي هي، |
Dediğim gibi korunuyorum ve yüzde 99 etkili bir yol yani... | Open Subtitles | كما قلت أنا علي وسيلة لمنع الحمل ونسبة فعاليتها تتعدي ال 99% , لذلك |
Bu yöntemin etkisi Finliler tarafından kanıtlanmıştır! | Open Subtitles | أثبتت فعاليتها من قبل الفلنديين |
Bu yöntemin etkisi Finliler tarafından kanıtlanmıştır! | Open Subtitles | أثبتت فعاليتها من قبل الفلنديين |
Kondomun güvenilirliği sadece %85. | Open Subtitles | الواقيات الجنسية فعاليتها 85 % فقط |
Nerdeyse on yıllık, etkisini kaybetmiştir. | Open Subtitles | عمرها عشر سنوات.. إنها تفقد فعاليتها |
Fakat tam etkisini göstermesi için 15 dakika beklemek zorundasınız. | Open Subtitles | لكن يجب الأنتظار خمسة عشر دقيقه لكامل فعاليتها - و يجب أن لا تذهب سباحة بعد... |
etkisini yitirir. | Open Subtitles | تقتل فعاليتها |
Aslına bakarsanız dondurucularında insanlık için güvenilir olan fakat hiç bir zaman denendikleri tedavi için etkili olma bakımından asla başarılı olamamış ilaçlara sahip olan şuradaki tüm bu şirketleri teşvik edebilir miydik? | TED | هل يمكننا، في الواقع، تشجيع جميع الشركات الموجودة التي لديها أدوية في مخازنها المبرده والتي عرف عنها بأنها امنة للبشر ولكنها لم تنجح أبدا في الواقع من حيث فعاليتها في علاج الامراض التي صنعت من أجلها ؟ |
- etkili olduğu kanıtlanmıştı. | Open Subtitles | لقد أثبتت فعاليتها |
etkili olduğu kanıtlandı. | Open Subtitles | لقد ثبُتت فعاليتها |
Kondomların güvenilirliği %85. | Open Subtitles | الواقيات الجنسية فعاليتها 85 % فقط |