Tartışılır şeyler yaptım. Aynı zamanda olağanüstü şeyler de. | Open Subtitles | أنا فعلت أشياء مشكوك فيها و أشياء إستثنائية أيضا |
Hayatta hep aptalca şeyler yaptım ama inan, hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد فعلت أشياء ً غبية في حياتي لكن يجب أن تصدقنى لا أعرِف أي شيء |
Bazı şeyler yaptım, yapmaya zorlandım. | Open Subtitles | لقد فعلت أشياء كثيرة. وأجبرت لفعل أشياء كثيرة. |
Evet, hayatımda gurur duymadığım birçok şey yaptım ...ama bu sana ve Walter'a karşı dürüst olmadığım anlamına gelmez. | Open Subtitles | حسناً ، أنا فعلت أشياء لا أفتخر بها لكن هذا لا يعني أنني كاذب طوال هذه المدة |
Sen bu insanlar için büyük bir şey yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت أشياء عظيمة للناس في هذا المجتمع |
Baba uzaktayken kızına korkunç şeyler yaptı. | Open Subtitles | فعلت أشياء فظيعة لابنتها عندما كان والدها بعيدآ |
Beni tanıdığını ve buna değeceğimi sanıyorsun ama kötü şeyler yapmış biriyim ben. | Open Subtitles | أنتتظنأنكتعرفني, أننيأستحقالانقاذ, لكنني فعلت أشياء سيئة |
Bahaneler aramıyorum ama, gurur duyamayacağım şeyler yaptım. | Open Subtitles | لا أحاول التبرير، لكني فعلت أشياء لست فخوراً بها |
Ama sana teşekkür edeceğim, çünkü hayal bile edemeyeceğim şeyler yaptım. | Open Subtitles | ولكننى سأشكرك لأننى فعلت أشياء لم أكن لأحلم بفعلها |
Takip eden altı senede hafızamdan silip atmayı dileyeceğim şeyler yaptım. | Open Subtitles | في السنوات الست الأخيرة فعلت أشياء أتمنى لو يمكن محوها من ذاكرتي |
Seni korumak adına yapmaktan gurur duymadığım bazı şeyler yaptım. | Open Subtitles | فعلت أشياء لست فخوراً بفعلها كي أبقيكِ بأمان |
Bak, herhangi bir insanın yapmaktan utanacağı şeyler yaptım ve... inanmanın zor olduğunu biliyorum, anne, ama... bunun işe yaraması için bazı düzeltmeler yapmam gerek, tamam mı? | Open Subtitles | انا فعلت أشياء أيّ انسان قد يخجل منها و أعرف أنه من الصعب عليكِ يا أمي ان تصدقي ذلك ومناجلأنيفلح هذا, يجب أن أحسن الامر , مفهوم؟ |
Biliyor musun, rüyamda bile göremeyeceğim şeyler yaptım ve bunların beni değiştirebileceğini fark ettim. | Open Subtitles | فعلت أشياء لم أحلم بأني قد أفعلها من قبل و قد اكتشفت نوعا ما أنها قد تغيرني |
Aslına bakarsan ben de zamanında aklının hayalinin almayacağı şeyler yaptım. | Open Subtitles | في شبابي فعلت أشياء لا يمكن حتى أن تتخيليها |
Bazı şeyler yaptım polise söyleyemeyeceğim şeyler. | Open Subtitles | لقد فعلت أشياء لا يمكنني أن أقولها للشرطة |
Ben de geçmişte kötü şeyler yaptım ama bu beterin de beteri. | Open Subtitles | لقد فعلت أشياء سيئة فى حياتى لكن هذا أسوأ الأكثر حقارة |
O kadınla var olduğunu bile bilmediğim şeyler yaptım ki muhtemelen yasa dışı şeyler. | Open Subtitles | لقد فعلت أشياء مع تلك السيدة لم أفعلها من قبل كم العلاقات الغير مشروعة رائعة ، هل أخذت بنصيحتنا |
Bak, biliyorum, benimle yaşamanı imkansız hale getiren bir şey yaptım. | Open Subtitles | أنظري، أنا أعلم أنني فعلت أشياء تجعل من المستحيل عليك العيش معي |
Yapmamam gereken ve yapmak istemediğim bir sürü şey yaptım çünkü. | Open Subtitles | لأني فعلت أشياء لا ينبغي علي فعلها وفعلت أشياء لم ارد فعلها |
Yeteri kadar kötü şey yaptın, kötü bir adam oldun. | Open Subtitles | أنت فعلت أشياء سيئة كافية لقد أصبحت الرجل الشرير |
Karşı çıkan bazı insanlara inanılmaz şeyler yaptı. | Open Subtitles | وقالت إنها فعلت أشياء فظيعة للناس الذين يعملون صعبة. |
Ne olduğu umurumda bile değil. Önemli olan kimseye söyleyemeyeceğiniz şeyler yapmış olmanız. | Open Subtitles | ما أقصده، لقد فعلت أشياء. أشياء لا يمكنك أن تقولها. |
Bir kızı hücrede bırakmaktan daha kötü şeyler de yaptım. | Open Subtitles | فعلت أشياء سيئة بكثير من ترك فتاة في قبو |
Belki de,hayatımda çok kötü şeyler yaptığım için. | Open Subtitles | لربما فعلت أشياء سيئة يا جوي ، ربما هذا هو السبب |
Onların anlayamadığı şeyler yapmıştın. | Open Subtitles | ...أنت فعلت أشياء التي لم يفهموها حقًا |