Hayır, hayır, sen doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | لا، لا. لقد فعلت الصواب إلى من ستلجئين غيره؟ |
Küçük kaplanı ormanda bırakmayarak doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | فعلت الصواب بِعدم تخليك عن ذلك النمر الصغير في الغابة |
Aramakla doğru olanı yaptın çünkü bunu sadece ben kazanabilirim. | Open Subtitles | ولكنك فعلت الصواب بإتصالك علي لأني الشخص الوحيد القادر على الفوز بها |
Bak, Nina'nın seni buraya getirmesine izin vererek doğru şeyi yaptın. | Open Subtitles | اسمع.. لقد فعلت الصواب عندما سمحت لنينا احضارك |
Ben doğru olanı yaptım. Bu adam durdurulmalıdır ve siz de... | Open Subtitles | انا مقتنع بأننى فعلت الصواب يجب ردع ذلك الرجل , يجب أن |
Ama ellerini kaldırmamıştı. doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | لكنه لم يرفع يديه للأعلى، لقد فعلت الصواب |
Gerçek şu ki, o anda doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنك فعلت الصواب في تلك اللحظة |
Senin için zor olduğunu biliyorum ama doğru olanı yaptın. Tamam mı? | Open Subtitles | أعلم أن ذلك كان صعبــا جدا عليك لكنكِ فعلت الصواب ، إتفقنــا ؟ |
doğru olanı yaptın, küresel ısınmayla savaştın. Bütün küçük hayvanları seviyorsun. | Open Subtitles | فعلت الصواب وحاربت الإحتباس الحراري وتحب كل الحيوانات الصغيرة |
Hayır, Schmidt, sen doğru olanı yaptın dostum. | Open Subtitles | لا , شميدت لقد فعلت الصواب يا رجل أنظر , الناس تكره ظباط الشرطة |
doğru olanı yaptın. Kurallar olsa da, olmasa da. | Open Subtitles | أنت فعلت الصواب , لا تهم الاتفاقية |
Bak, bence doğru olanı yaptın sen, Nate. | Open Subtitles | أسمع,أنا أعتقد انك فعلت الصواب |
Bana söylemekle doğru olanı yaptın Hide. | Open Subtitles | لقد فعلت الصواب بإخباري يا هيدان |
Bookman yeniden seçilecek. Ama doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | " سيعاد انتخاب " بوكمان - لكنّك فعلت الصواب - |
Sen doğru olanı yaptın. Seninle gurur duyuyorum, Wally. | Open Subtitles | لقد فعلت الصواب أنا فخور بك والى |
Meşru müdafaaydı. Sen doğru şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد كان دفاعاً عن النفس، لقد فعلت الصواب |
Bana telgraf çekmekle doğru şeyi yaptın. | Open Subtitles | لم تكن لتعلم ذلك، فعلت الصواب بمراسلتي. |
Biliyorum doğru olanı yaptım. doğru olanı yaptım. | Open Subtitles | أعني ، أعلم أنني قد فعلت الصواب ، أعلم أنني فعلت الصواب ، لقد كان أصوب شئ ليتم عمله. |
Bence doğru olanı yaptım, ama George beni kovdu ve suratıma yumruk attı. | Open Subtitles | لقد ظننت انى فعلت الصواب ولكن جورج طردنى وضربنى فى وجهى |
- doğrusunu yaptın. Bu feci. | Open Subtitles | -انت فعلت الصواب , ذلك شئ رهيب |
Annem doğru olanı yaptı | Open Subtitles | امى فعلت الصواب |
Kahvaltıda uyuşturucu falan almıyor, bu yüzden Doğru olanı yaptığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | انه لا يضع الميث للإفطار اذاً انا اعتقد انني فعلت الصواب |
Zor olduğunu biliyorum, ama doğru olan şeyi yaptın. | Open Subtitles | .أعرفى ان هذا كان صعباً ولكنكِ فعلت الصواب |