Bak, Dutch kötü babalar hakkında bir şeyler biliyorum, ve öğrendiğim bir şey varsa o da Sana yaptığı her şeyi ona ödeteceğim. | Open Subtitles | ؟ أعرف شيئاً أو أثنين حول الاباء المتسلطين, ,اذا ما سنحت لي الفرصة مرة اخرى سوف أجعله يدفع الثمن جراء ما فعله بكِ |
Bu hala cinsel bir suç. - Sana yaptığı şeyi küçümseme. | Open Subtitles | لا يزال الأمر يقع تحت طائل الإعتداء الجنسي , لا تقللي من شأن ما فعله بكِ |
Beni o hayvandan korumanı istedim. Sana yaptığı şey için kendimi çok kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أردتُكِ أن تحميني من ذلك الحيوان أشعر بفضاعة ما فعله بكِ |
Savcı, sana yaptıkları için ona dava açtı. | Open Subtitles | قام المدعي العام بإدانته على ما فعله بكِ |
Belli ki, sana yaptıkları, çok korkunçtu. | Open Subtitles | من الواضح أنه كان مخيف ما فعله بكِ |
Sana yapacakları şeyden haberim yoktu. Bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم ما عزموا فعله بكِ لم أكن أعلم |
sana yaptıklarından sonra beni oraya götürmeyi düşündün ama. | Open Subtitles | ولكن كان جيداً بما يكفي من أجلك لتأخذيني إلي هناك بعد ما فعله بكِ |
23.54 "Sana yaptığı şeyden dolayı oldukça üzgünüm. | Open Subtitles | في الـ11: 54، "أنا آسفة جداً على ما فعله بكِ. |
Sana yaptığı şey de aynen bu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما فعله بكِ |
Sana yaptığı iğrenç bir şeydi Elizabeth. | Open Subtitles | ما فعله بكِ يا (إليزابيث) أمر مُقيت للغاية |
Ama sonra Walt'la ne kadar mutsuz olduğunu düşününce çocukları evden uzaklaştırmak isteyişini düşününce senin için hâlâ bir umut olduğuna, Sana yaptığı şeyleri düzeltmenin bir yolu olduğuna inanmak istiyorum. | Open Subtitles | وثم أفكر بكيف كنتِ غاضبة من (والت)، وكيف أردتي الأولاد خارج البيت وكل ذلك يجعلني أؤمن أنّه لابد وأنَّ هنالك أمل بالنسبة لكِ وأنَّ أياً كان ما فعله بكِ يُمكن أن يتم ابطاله |
Ben'in sana yaptıkları çok aptalcaydı. | Open Subtitles | وقد كان غباء ما فعله بكِ |
sana yaptıklarından sonra şikayet et derim. | Open Subtitles | بعد ما قد فعله بكِ ، إفعلى الأمر |
Dina, kardeşlerinin sana yaptıklarından ötürü çok üzgünüm. | Open Subtitles | (دينة), أنا آسفةٌ جداً على ما فعله بكِ أخوانك |