Ancak mesele şu ki bu sefer makineleşme adeta gerçek. | TED | لكن المميّز هذه المرة هو أن الأتمتّة كانت فعليّة نوعاً ما. |
Dünyanın en büyük kanıtını bulacağız diye herkes gerçek olay için dışarıda çalışırken biz burada tıkılıp kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقين هنا كأننّا نجمع أدلة العالم بأسره. بينما كلّ واحد خارج بقضية فعليّة. |
Adamda geçen sefer bizde olmayan bir şey var, gerçek bir plan. | Open Subtitles | هذا الرجُل حصَل على شيء واحد كنّا نفتقر إليَه بشدة فالآونة الأخيرة خُطة فعليّة. |
gerçek bir savaşa gireli çok uzun zaman oldu. | Open Subtitles | لم نخض معركة فعليّة منذ فترة طويلة |
Göz içeriği kurumuş, göz çukurları çökmüş kösele gibi deri bunlar gerçek insan kalıntıları. | Open Subtitles | حسناً، محتويات بصرية جافّة... المحاور متآكلة ، والبشرة جلديّة -هذه بقايا إنسانيّة فعليّة |
Ben gerçek bir sevici lezbiyenim. | Open Subtitles | أنا سُحاقيّة فعليّة |
Evet, gelecek sene, gerçek cesetler kullanacağız. | Open Subtitles | -في العام القادم، سنستخدم جثثاً فعليّة |
Herkesin namına konuşamam, fakat ben hala inanması güç bir gerçek olan küresel bayılmanın muhtemel baş aktörünün ellerimizin arasındayken ve tüm bildiklerini ifşa edebilecek konumdayken, olaydan birkaç saat önce gözaltından kaçan bir terörist tarafından öldürülmesini düşünüyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التحدث نيابةً عن الجميع لكنني ما زلتُ لا أستطيع تصديق واقعة أنّ العقل المدبر المحتمل لفقدان الوعي كان بين أيدينا و قُبيل أن يعطي أيّة معلوماتٍ فعليّة تمّ قتلُه... |
Central Park'ta bir gezintinin hediye yerine geçeceğini sanıyor, ...ama Sylvia gerçek bir hediye bekleyecektir. | Open Subtitles | أعلم أنه يظن نزهة صباحية في السنترال بارك هي هدية، لكن (سيلفيا) ستتوقع هدية فعليّة. |
O zaman bana gerçek deliller getir... | Open Subtitles | .. إذاً، اجلبي لي أدلة فعليّة |
Artık Flash ve Supergirl var. gerçek güçleri olanlar var. | Open Subtitles | هنالك (البرق) و(الفتاة الخارقة) وأناس ذوو قدرات فعليّة الآن. |
Ve başka bir yerde de gerçek romantizm olarak Salvatore Malikanesi benim resmi evim haline geldi. | Open Subtitles | "{\pos(190,230)}"وفي مكان آخر تعمّه شاعريّة فعليّة "{\pos(190,230)}فإن بيت آل (سلفاتور) على وشك غدوّه سكني رسميًا" |
Aile Birliği'nin şu anda sorun yaşadığı konu şu, bizim gerçek bir okula gitmemizi istiyorlar. | Open Subtitles | (نواجه الآن مشكلة مع (اتحاد العائلات... أنهم يريدون لنا الذهاب إلى مدارس فعليّة. |