bir şey yapmak zorunda olduğumu biliyordum. Her ne olursa. | Open Subtitles | لقد ايقنت انه كان علي فعل شيء ما,اي شيء. |
Annemi kanserden kaybettik. Ben de bir şey yapmak istedim, o yüzden bu hayır koşusunu ayarladım. | Open Subtitles | توفيت أمي بمرض السرطان، وأردت فعل شيء ما لذا نظمت هذا السباق الخيري |
Bir şey yapmamız lazım. | Open Subtitles | علينا فعل شيء ما |
Butch, bundan öncekini o kadar kolay açtınız ki, bir şey yapmam gerekti. | Open Subtitles | حسناً يا بوتش المرة السابقة كانت سهلة جدا كان يجب على فعل شيء ما |
Tetsuo'nun gücü hakkında bir şeyler yapmak zorundasınız, değil mi? | Open Subtitles | ينبغي فعل شيء ما مع تلك القدرة لتيتسوو، صحيح؟ |
Seni üç kere aradım. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أتصلت بك 3 مرات، كان علي فعل شيء ما |
Bilmiyorum, ama... sanki bir şeyler yapmaya karar vermiş gibiydi. | Open Subtitles | لا أعرف ولكن لقد بدا وأنه ينوي فعل شيء ما |
bir şey yapmak istiyorsan şu çarşafı katlamama yardım et. | Open Subtitles | لو أردت فعل شيء ما ، يمكنك مساعدتي في طي هذه الملاءة |
Yapmak istemediğim bir şey yapmak zorunda kalabilirim. | Open Subtitles | ربما يتوجّب علي فعل شيء ما لا أريد فعله |
- ...için hatırı sayılır bir iş yaptıklarından şüpheleniyorum. - bir şey yapmak zorundayız. | Open Subtitles | علينا فعل شيء ما |
Birisi bir şey yapmak zorunda. | Open Subtitles | لذا كان على أحدنا فعل شيء ما. |
Bir şey yapmamız gerektiği için buraya getirildik James. | Open Subtitles | جيئ بنا إلى هنا لأنّه يفترض بنا فعل شيء ما يا (جيمس) |
Bir şey yapmamız gerekiyor galiba. | Open Subtitles | أنه يجب علينا فعل شيء ما |
- Bir şey yapmamız lâzım ama. | Open Subtitles | -لكن علينا فعل شيء ما |
Neden hep hasta olduğumu anladığımda bir şey yapmam gerekti. | Open Subtitles | عندما أدركت سبب شعوري بالغثيان طوال الوقت، كان عليّ فعل شيء ما |
Bir şey yapmam gerek. | Open Subtitles | علي فعل شيء ما. |
Bir şeyler yapmak zorundayız. O bizim kapı komşumuz olmamalı. | Open Subtitles | علينا فعل فعل شيء ما لا يمكن أن نتركها تسكن بالبيت المقابل |
Öyle yaptı çünkü evinden dumanlar çıktığını biliyordu ve bir şeyler yapmak zorundaydı. | Open Subtitles | هو فعل ذلك لأنه علم متى خرجت الكلمة بأن امر الشركة على خطر، فكان عليه فعل شيء ما |
Bir şeyler yapmam gerek. | Open Subtitles | حسناً، يجب عليّ فعل شيء ما |
Kitaplarımı renklerine göre diziyorum da, yapacak bir şeyler arıyorum. | Open Subtitles | حاليًا, أرتبكُتبيحسب لونها, لذا , أرغب في فعل شيء ما. |
Korkarım bu bir hırsızlık. Bence birşeyler yapmalısın. | Open Subtitles | للأسف تلك سرقة، أعتقد أن عليك فعل شيء ما |