Ve sen bana utanç ve hayal kırıklığından başka bir şey getirmeyeceksin tıpkı Onun yaptığı gibi. | Open Subtitles | ولن تجلب لي سوى الخزي والعار كما فعل هو. |
Onun yaptığı gibi, hayatımı mahvetmememi söyledi. | Open Subtitles | قال لي أن لا ادمر حياتي كما فعل هو |
Ailelerimizin çıktığımızı bilmeleri için hazır olmadığımız zaman Onun yaptığı gibi, senin Dan ile yeni ilişkilerini sakladığın gerçeğini. | Open Subtitles | " انك كنتى تحمين علاقتها الجديدة بـ" دان كما فعل هو لنا عندما لم نكن مستعدين لمعرفة عائلتى اننا نتواعد |
Onun yaptığı gibi? | Open Subtitles | كما فعل هو ؟ |
Onun yaptığı gibi? | Open Subtitles | كما فعل هو ؟ |
Ve Onun yaptığı gibi doğru olanlar için ayakta durmalı. | Open Subtitles | -ويقف مع الحق مثلما فعل هو . |