Lomez'e de aynısı olmuştu, o da komşusunun elektriğini kesti. | Open Subtitles | حدث ذلك مع لوميز فقطع دائرة كهرباء جاره. |
Başka seçeneği yoktu, sahneyi tasarladı, elektriği kesti ve herkesin sana kafası karışmış küçük bir çocuk muamelesi yapmasını umdu. | Open Subtitles | لم يكن له خيار إلا بأن يزيف الإقتحام، فقطع الطاقة وأمل أن الكل |
Victor çok sinirlenmişti. - Ve Joseph de onun boğazını kesti. | Open Subtitles | كان (فيكتور) متوتراً جداً فقطع (جوزيف) حنجرته |
Victor çok sinirlendi ve Jozef de onun boğazını kesti. | Open Subtitles | كان (فيكتور) متوتراً جداً فقطع (جوزيف) حنجرته |
Ve Van Gogh bu yüzden çıldırdı ve kulağını kesti. Anlıyor musun? | Open Subtitles | (فان كوخ) جنّ جنونه بسبب ذلك فقطع أذنه، أفهمتني؟ |