"فقطْ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sadece
        
    Onun için endişeleniyorum Sadece. Çok fazla normal. Open Subtitles حسنٌ, أنا فقطْ قلقةٌ عليها, إنها فتاةٌ طبيعية.
    Sadece, keşke onunla tekrar konuşabilsem. Open Subtitles فقطْ, أتمنى لو أستطيعُ التحدّث إليه مرة أخرى.
    Sadece Kıtır için Chinatown'a sabahın 5'inde gelip görüşmeyi kabul ederim. Open Subtitles فقطْ من أجل "كريسب" بإمكاني القدوم للحي الصينيّ في الخامسة صباحاً، لعقدِ . إجتماعِ عمل
    Cümle içinde kullandım Sadece. Open Subtitles حسنٌ، كنتُ فقطْ أستخدمها في الجملة.
    Ben Sadece kendine karşı dürüst olmanı istiyorum. Open Subtitles أنا فقطْ اريدكِ ان تصارحي نفسكِ.
    Sana güvenmenin ve Sadece bir gündür terapistimizken sana açılmanın zor olduğunu söylersem sanırım herkes adına konuşmuş olurum. Open Subtitles أعتقدُ أنّي أتحدّث عن الجميع، عندما أقول ذلك, نجدُ أنهُ من الصعبْ الثقةُ بكِ. ونقوم بإخباركِ بكلّ شئٍ, مع أنكِ كنتِ لدينَا هُنا كمعلاجة فقطْ ليومٍ واحد.
    Sadece maçtan bahsetmiyorum. Open Subtitles أنا لستُ فقطْ أتكلّمْ عن المبارة.
    Perdelerini açtı Sadece. Open Subtitles ، لقد قامتْ فقطْ بفتح ستائرها.
    Sadece SBK'ya tekrar müdahale ettiniz Open Subtitles "انخرطّت مع عصابة "أس بي كاي مُجدّداً فقطْ
    Sadece İngilizce, tamam mı? Burada bulunduğun sürece Sadece İngilizce konuşacaksın. Open Subtitles فقطْ الإنّجليزية هُنا، فقطّ
    Yok, yok, Robin, öksürük tuttu Sadece. Open Subtitles أوه، لا.. لا ، ( روبن ) فأنا فقطْ مصابٌ بالسعال
    Bay Hoffler tarafından söylenen yalanlara rağmen içlerinden Sadece bir tanesinin şiddet suçu geçmişi var. Open Subtitles الآن, على عكسِ الأكاذيب الذي قالها, سيّدْ (هولفر). واحدٌ منهم فقطْ, لديه تاريخٌ مع جريمة عنيفة.
    Sadece bir maç işte. Open Subtitles إنها مبارةٌ فقطْ.
    Sadece hastaydı. Open Subtitles كان مريضاً فقطْ
    - Hayır, muhabbet ediyoruz Sadece. Open Subtitles لا، فقطْ مجرد محادثة
    Tamam, ben Sadece... Open Subtitles .... حسناً، أنا فقطْ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more