"فقط إنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sadece
        
    Sorun değil. Sadece o kadar iyi bir adam olmadığını söylüyorum. Open Subtitles هذا لابأس فيه , ما أقوله فقط إنه ليس رجل لطيفُا.
    Bir kez daha, Sadece kendini düşünmek sanatında ustalaştın. Sadece kafası bozuk. Open Subtitles مرة أخرى، لقد برعت في فن التفكير بنفسك فقط إنه منزعج فحسب
    Ben Sadece sarsaparilla içmesi gerekiyordu sandım. Open Subtitles حسبت أن مسموح لي بتناول الساسبريلا فقط إنه ليس للشرب على الأقل ليس لك
    Benden istediği Sadece para değil. Open Subtitles الأمر لا يتعلق بالمال فقط إنه يريد النيل مني
    Sadece saldırmadı, beni gözetledi, takip etti ve paraladı. Open Subtitles لم يعضني فقط,إنه يتغذي مني ويضايقني ويزعجني
    Bu basit bir fırın Sadece ve sen her gece yangın çıkartıyorsun. Open Subtitles لقد قمت بما قلت لي فقط إنه فرن بسيط، وكل ليلة تقومين بإشعال الشقة بالنيران
    Oh, merak etmeyin. Bu Sadece Pithus. Open Subtitles أوه، إنه , إنه بخير إنه فقط , إنه فقط بيثاس
    Sadece ilerlemiyor, inanılmaz bir hızla gidiyor. Open Subtitles إنه لا يتقدم فقط إنه يتحرّك بسرعة مدهشة ولدينا مشكلة بملاحقته
    Sadece ilerlemiyor, inanılmaz bir hızla gidiyor. Open Subtitles إنه لا يتقدم فقط إنه يتحرّك بسرعة مدهشة ولدينا مشكلة بملاحقته
    Sadece Tanrı olmadan önce olacakları görür. Open Subtitles ذلك فقط إنه من المفترض رؤية أي شيئ قبل حدوثه
    Sadece üç harf. İsimden bile saymam bunu ben. Open Subtitles إنه مكّون من ثلاثة أحرف فقط, إنه بالكاد إسم
    Yani Sadece modellik değil. Sanki beni ikinci plana atıyor. Open Subtitles أعني ، أنه لا يقوم بعرض الأزياء فقط إنه يبدو وكأنه يتركني خلفه
    Hem de fazlasıyla genç! Sadece akşam yemeği yiyeceğiz, flört değil. Open Subtitles إنه شاب جدا لكنّنا سنتعشّى فقط إنه ليس موعد
    Bu Sadece birinci bölümdü. Arkası yarın. Open Subtitles حسناً لقد كان ذلك الجزء الأول فقط إنه المتعلق بالمنحدرات
    Druidler, Camelot'a Sadece yiyecek temin etmek için geldiler. Amaçları zarar vermek değildi. Open Subtitles لقد أتى الكاهن إلى كاميلوت ليجمع بعض المواد فقط , إنه لا ينوي إلحاق الأذي بأي شخص..
    Sadece onur değil. Denge için de gerekli. Open Subtitles حسناً ، المسألة لا تتعلق بالشرف فقط إنه أيضاً رائع بالنسبة للتوازن
    O sizin için Sadece bir kötü adam değil hepimiz için kötü. Open Subtitles إنه ليس مجرد وغد لكِ فقط إنه وغد لنا جميعآ.
    Sadece seninle ilgili değil, gerçekle ilgili bu. Open Subtitles الأمر لا يخصكِ أنتِ فقط. إنه حول الحقيقة.
    Sadece zamanla kötü, söylemiş olayım. Open Subtitles لكن أنا اقول فقط إنه وقت سيء، هذا ما بالأمر.
    İçgüdülerine güven! O Sadece eyalet şampiyonu. Zekası yok. Open Subtitles ثق بمهاراتك, إنه بطل ولاية فقط, إنه لا يملك أي براعة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more