Sırf kâğıt üzerinde evliyim diye, iç dünyamda evli olacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط بسبب أنّي متزوّج من الخارج، لا يعني إنّي متزوّج من الداخل. |
O bayanın lafına göre bir terslik olursa bunu kırmamız gerekiyormuş ama tuhaf şeyler olduğunu biliyorum ama Sırf onun lafı için de kırılacak bir şey değil. | Open Subtitles | على حسب تلك الانسة ان حدث شيء فعلينا تحطيمها حتى و ان كانت الامور غريبة لكنه ليس شيء يمكننا تحطيمه فقط بسبب ما قالته |
Sırf kızı vurmamak için ateş etmeyeceğimi sanma. | Open Subtitles | لا تتحرك لا تحسب أني لن اطلق النار فقط بسبب الفتاة |
Bunun tek sebebi... burada yaşayan bitki ve hayvanların yoğunluğu değil. | Open Subtitles | و هو ليس فقط بسبب كَثَافَة النباتات والحيوانات التي تعيش هنا. |
Taktiklerimiz aşırı gibi görünebilir, ama bunun tek nedeni çok daha büyük bir tehditle mücadele ediyor olmamız. | Open Subtitles | قد تبدو تكتيكاتنا مبالغ فيها ولكن هذا فقط بسبب ان ما نحن بصدد مواجهته يشكل تهديدا أكبر بكثير |
Sırf hakettiklerini düşündüğün için beyaz insanları öldürürsen öyle kolayca paçayı kurtaramazsın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع قتل رجال بيض فقط بسبب أنك تعتقد أنهم يستحقون ذلك |
Bak, Sırf Milhouse gitti diye arkadaşımmış gibi davranmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | فقط بسبب رحيل صديقك لا يعني أن تتظاهر بصداقتي |
Sırf bir kaç ceset benimle konuştu diye artık her şeyi beklemeye almayacağım. | Open Subtitles | ... لن أترك حياتي مُعلقة بعد الآن فقط بسبب تحدث بعض الأموات إليّ |
Sırf bir kadın yalnız yaşıyor diye bu demek değildir ki o lezb... | Open Subtitles | فقط بسبب ان امرأة تعيش لوحدها لا يعني انها سحا.. |
Tamam, eğer merak ediyor olsam bile, bu Sırf senin bu düşünceyi kafama soktuğun içindir. | Open Subtitles | حسناً .. و حتى لو تخيلت ذلك .. انه فقط بسبب انكِ جعلتني اتخيل ذلك |
Evet, evet, biliyorum, istiyorum büyülü kimseyle olmayın , Sırf hayatımda yaşamış her şeyin değildir. | Open Subtitles | حسناً ، نعم ، لكن تعلم أنا لا أريد أن اكون مع أي شخص سحري فقط بسبب كل شيء مر معي من خلال حياتي |
Buraya gelirken gizlice geçtiğim barikatların Sırf kimyasal bir sızıntı yüzünden konulmadığını biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أن تلك الحواجز الطرقية التي مررت بها لم تكن هناك فقط بسبب تسرب كيميائي |
Sırf taşıdığınız kan yada sahip olduğunuz bilgiler için değil bizi doğru yolda tuttuğunuz için. | Open Subtitles | , ليس فقط بسبب دمك و معرفتك لكن لكي تبقينا منظمين |
Evet, Sırf bu ahmağın amcası John Landis diye onun yasalardan üstün olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | وأنا مخاطبة الرهائن أجل, فقط بسبب عم الأحمق هو جون لانديز لا يعني أنه فوق القانون |
- Erkek arkadaşıydı. - Erkekler, Sırf daha güçlü olduklarını... | Open Subtitles | أنه صديقها الرجال هم يعتقدون فقط بسبب أنهم الأقوى |
Yani sonuçta, Sırf L.A.'deyim diye, birbirimizi görmeyeceğiz anlamına gelmeyecek. | Open Subtitles | أقصد، فقط بسبب إقامتي بلوس أنجلس هذا لايعني أننا لن نرى بعضنا |
Ama bunun tek sebebi, burada annem ve kızımla yaşıyor olduğum içindir. | Open Subtitles | ولكن هذا فقط بسبب أنني أعيش مع أمي وأبنتي |
Bak, bahsi ilk açıldığında birazcık bir tereddüt yaşamış olabilirim ama bunun tek sebebi şu sıralar başımızdan sürüyle şey geçiyor oluşu. | Open Subtitles | ربما كان هناك تردد بسيط عندما اتاني الخبر اولاً لكن ذلك فقط بسبب ان لدينا الكثير من الامور هنا |
Turnuvaya katılmamızın tek sebebi, Marshall'lı kızların geri zekâlı olmaları. | Open Subtitles | لقد وصلنا إلى هنا فقط بسبب حماقة فتايات مارشال. |
Haklısın, fakat bunun tek nedeni | Open Subtitles | أنت محقّ ، لكنّ ذلك كان فقط بسبب أنّني لم أرغب في ان ألقي عليك حملاً |
Bu yalnızca ilk defa içinde kullanılacak fonksiyonel, kullanılabilir modülleri yapan yüksek hıza sahip 3B baskının gelişmesi yüzünden mümkün. | TED | إنه ممكن فقط بسبب تطور الطباعة الثلاثية الأبعاد السريعة، والتي للمرة الأولى ستصنع وحدات عملية وفعالة لتدخل فيه. |