"فقط حول" - Translation from Arabic to Turkish

    • sadece
        
    • ilgili
        
    Bana gelince, bu sadece yüzleşmek zorunda kaldığım saldırılarla ilgili değildi. TED بالنسبة لي، لم تكن فقط حول هذه الهجمات التي كنت أواجهها.
    Bunu sadece iyi veya kötü bir politika olarak görmezsiniz. TED فسترونه كشيء لا يقتصرُ فقط حول سياسة جيدة أو سيئة.
    Doğrulama yanlılığı sadece yeni veri araştırmayı ihmal etmek değil, aynı zamanda veriye ulaşınca onu yanlış yorumlamakla ilgili. TED الإنحياز التأكيدي ليس فقط حول الفشل في البحث عن بيانات جديدة لكنه أيضاً حول سوء فهم البيانات عند استلامها
    sadece bir gece benim hakkımda olsun istedim ve yine herşey Midge'le ilgili. Open Subtitles حَسناً، أردتُ ليلَ واحد الذي فقط حول ني، والآن كُلّ شيء حول البرغشةِ.
    Bu delil sadece Lorry'nin değil ikimizin hayatı için de önemli. Open Subtitles هذا الدليلِ لَيسَ فقط حول حياةَ لورى أنه بشأن حياتنا أيضاً
    sadece, daha önce hiç duymadığım bir şey hakkında sohbet etmek istedi. Open Subtitles لقد كانت تُريد الدردشة فقط حول أمورٍ لم أسمع بها من قبل
    Genişleyerek inen merdivenle ilgili yazılar okudum sadece, ama anladığım kadarıyla o merdivenlerden balo elbiseleriyle inmek hanımların hoşuna gidermiş. Open Subtitles لقد قرأت فقط حول السلالم المتتالية ولكن أنا أفهم أن السيدات يحببن النزول عليه. في حفلة موسيقية بالثياب الخاصة بهم.
    Çünkü bu parti sadece bir Aralık ayı partisi değil -ki moda dergileri tarihinin en büyük partisi olacak-... Open Subtitles ،وهذا أمر جيد، لأن هذه الحفلة ،ليست فقط حول إصدار مجلة ديسمبر الذي هو الأكبر في تاريخ .مجلات الموضة
    Ve bu, sadece güvenlik ile ilgili değil eşit haklar ile ilgili ve... Open Subtitles وانها ليست فقط حول السلامة، انها أيضا عن على الحقوق على قدم المساواة
    Bu süreçte sadece beyin sarsıntısı hakkında bilgiler öğrenmedim, TED ولكن أثناء كتابتي للكتاب تعلمت أن الأمر ليس فقط حول ارتجاج المخ.
    Bu sadece size erişimin verilmesiyle alakalı değil arkadaşlar. TED وهذا لا يتمحور فقط حول منحكم إمكانية الوصول للمعلومة.
    Ancak bu sadece rakamlar değil, insanlarla da ilgili. TED لكن الأمر ليس فقط حول الأرقام، فهو متعلق أيضاً بالناس.
    Ama bu sadece odalarında oturup problemlerle uğraşan öğrencilerle ilgili değil. TED لكن الأمر ليس فقط حول طلاب يجلسون وحيدين في غرفة المعيشة يحلون المسائل.
    Ancak, bu analiz bizi sadece başlangıç ve bitiş hakkında bilgilendiriyor, ortada ne olduğu hakkında hiç bir şey söylemiyor. TED لكن، يعلمنا التحليل فقط حول البداية والنهاية، ولا يخبرنا بشئ حول ماذا حدث في المنتصف.
    Çünkü titremeyi kabullenmek benim için sadece sanatla ve sanat yetenekleriyle ilgili değildi. TED لأن إعتناق الهزّة بالنسبة لي لم يكن فقط حول الفن و إمتلاك المهارات الفنية.
    Michael Green: Bu önemli bir nokta, önceliklerde önemli bir değişiklik var. Artık sadece fakir ülkeler ve yoksulluk değil, TED مايكل غرين: هذه حقا نقطة مهمة جدا، إنه تحوّل في الأولويات -- إنه ليس فقط حول البلدان الفقيرة والفقر فقط.
    Bu kritik problemlerin, zaten kutuplaşmış Mısır toplumuna etkisine şahidim ama bu sadece Mısır ile alakalı değil. TED لقد شهدت كيف ساهمت هذه التحديات الخطيرة في استقطاب المجتمع المصري المُستقطب في الأصل، لكن الأمر ليس فقط حول مصر.
    Tekrar heyecanlıyım, çünkü toplum destekli polislik hakkında sadece konuşmayan bir emniyet müdürü var, kesinlikle onu anlıyor ve daha da önemlisi, onu benimsiyor. TED أشعر بالحماس مجددا، لأنه أصبح لدينا نائب لا يتحدّث فقط حول الشرطة، ولكن يفهم ما يحصل داخل هذا المجتمع، والأهم من ذلك يقوم بالمعالجة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more