"فقط كما" - Translation from Arabic to Turkish

• Tıpkı

- Tıpkı Kanan'ın sandığı gibi. - Mal falan olduğunu düşünmüyorum.
ـ فقط كما كان كانان ـ لا أعتقد أنك غبى لعين

Tıpkı buraya bu sikiklerden her şeylerini almaya geldiğimiz durum gibi.
فقط كما لو أتتت الفرصه لهؤلاء الملاعين لأخذو كل شيء منها

Tıpkı önceden olduğu gibi.
,بكوب ملىء بالقهوة الساخنة فقط كما كانت من قبل

Tek isteğimiz özgürlük Tıpkı sizin de çocuklarınız için istediğiniz gibi.
اننا نطالب بحريتنا فقط كما انك تريد تحرير ولداك

Tıpkı istediğin gibi adam olacağım ve sonuna kadar sorumluluk alacağım.
فقط كما أردت بصفتي انسان أنا لن أستسلم وسوف أقوم بتحمل كامل المسؤولية لذا أنتَ فقط استسلم واذهب

Ama Koç, Mezuniyet Kraliçesi olmak istiyorum, Tıpkı o reklamda olduğu gibi.
لكن أيتها المدربة، أريد أن أكون ملكة الحفل الراقص، فقط كما رأيتها للتو في ذلك الإعلان.

Tıpkı herkesin güzel elbiselere ve ayakkabılara ihtiyacı olduğu gibi.
فقط كما الجميع بحاجة لملابس و أحذية تلائمهم

Tıpkı Marisa Ledbetter'ın Hell's Kitchen'da ne yaptığını bilmediğimiz gibi.
فقط كما لا نعلم ماذا كانت ماريسا ليدبيتر تفعل

O zaman Tıpkı beni kandırdığın gibi onu da kandırman gerekiyor.
ولذلك عليك منعها من التفكير بنفسها فقط كما فعلت بى

Bu yüzden sağlık sistemimizin harekete geçip sağlık personelinin bu hastalara doğru biçimde yaklaşıp saygı duyacağı şekilde eğitim almasını sağlaması gerekiyor, Tıpkı umduğumuz gibi.
لذلك من المهم جدًا أن نبدأ بنظام العناية الصحية بنا وأن نتأكد من أنه تم تدريب أطباؤنا ومقدمي الرعاية الصحية لكي يتعاملوا مع هؤلاء المرضى باحترام وكرامة، فقط كما نتوقع.

Tıpkı Başkan Jimmy Carter'ın dediği gibi.
فقط كما قال الرئيس "جيمى كارتر" . حسنا ً ؟

Tıpkı kafamda canlandırdığım gibi. Bu senin için iyi mi?
فقط كما تخيلت الأمر هل هذا جيد لك؟

Ben sadece emirleri uygularım, Tıpkı senin yaptığın gibi.
إني أتلقى أوامرهم فقط كما أنت فعلت

O ise Tıpkı diğerleri gibi beni terk etti.
ثم تركني، فقط كما تركوني جميعهم.

Tıpkı Alais'e yaptığı gibi. Ondan önce Harif...
فقط كما حصل مع " اَلايس " و " هاريف" قبلها

Onu daha önce çok kez gördüm, Tıpkı diğer aktörlerle olduğu gibi oraya gidip bunu halledebilirim...
رأيت لها مرات عديدة من قبل، فقط كما أتعامل مع كل ممثل آخر، يمكنني أن أذهب الى هناك، ويمكننا ان نفعل هذا الشيء ...

Tıpkı seninle yaptığımız gibi.
فقط كما نفعل أنا و أنت.

Onu kaybedeceksin. Tıpkı beim seni kaybettiğim gibi!
أنتي ستخسرينها فقط كما خسرتكِ

Tıpkı bir parti gibi.
إنه فقط كما لو كان لدينا حفلة

Tıpkı hep istediğin gibi.
فقط كما أردت دوماً