"فقط لإنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • için
        
    • Sırf
        
    • diye
        
    Sırf haklı olduğum için, taraf tutmam engellenemez. Open Subtitles لا يمكنك من أن تحد من دفاعى فقط لإنه يعمل
    Alttaki bozuk. Sadece babamlardan kaldığı için saklıyorum. Open Subtitles التلفاز الذي في الأسفل عاطل عن العمل أحتفظ به فقط لإنه خاص بأبويا
    Benim tek bahsettigim seyin oyunculuk oldugunu düsündügün için bunun hakkinda konusmak biraz zor. Open Subtitles نعم، فقط لإنه من الصعب أن أتكلم معك بخصوص التمثيل هذه لم أريد أن أسمعك بخصوص أشياء التمثيل تلك التي أتحدث بها دوما
    Bileği incindi ve burnu kanadı diye bana kötü kız muamelesi yaptılar. Open Subtitles لذا أنا أُعامل كأنني الشريرة فقط لإنه عنده رسغ مخلوع وأنفه تدمي
    Banyoda sadece 2 havlu gördüğüm için istedim. Open Subtitles أسأل فقط لإنه يوجد منشفتين فقط فى الحمام.
    Yardım etmek istediği için yalan söyledi. Open Subtitles انظري ، لقد كذب علينا فقط لإنه يُريد تقديم المُساعدة
    Bana Steve Wonder'ın karısının neye benzediğini göremediği için karısını sevmediğini mi söyleyeceksiniz? Open Subtitles أنتم ستخبروني أن " ستيف واندير " لا يحب زوجته فقط لإنه ليس متأكداً ما الذي تبدو عليه ؟
    Beni özlediği için kurtarmaya gelen yok mu? Open Subtitles ألم يأت لإنقاذي أحد فقط لإنه يفتقدني؟
    Arabaları benim kadar sevdiği için. Open Subtitles فقط لإنه يحب السيارات مثلي تماما
    Bunu sadece ele geçirildiği için söylüyor. Open Subtitles إنه يقول هذا فقط لإنه مجبر على الإعتراف
    David'i öldürmek kafama yatmadı. Bize engel olduğu için de değil. Open Subtitles لم يمكنني رؤية (ديفيد) يقتل ليس فقط لإنه كان في جانبنا
    Ah, pekala, sana sahip olamadığı için kıskanıyor. Ta-ta! Open Subtitles إنه غيور فقط لإنه لم يحصل عليكِ
    Kaşımı bulmam gerektiği için. Open Subtitles فقط لإنه كان علي ان اجد حاجب عيني .
    Sırf orada olduğu için Astsubay Roebuck'ı da öldürdüler. Open Subtitles نفس الفريق الذي قتل ضابط الصف (روباك) فقط لإنه كان هناك
    Sadece zahmetli oldukları için insanları köleliğe satacak zalim, korkunç insanlar değilsiniz. Open Subtitles شخص شرير الذي يبيع شخصاً ما إلى سوق (العبودية) . فقط لإنه غير ملائم
    Bunları seni ısırdığı için söylüyorsun. Open Subtitles أنت تقول هذا فقط لإنه عضك
    Sırf sana "ahmaklıktan ahmaklığa koşan pazarlamacı" diye mi yapıyorsun bunu? Open Subtitles فقط لإنه قال بائعة من أحمق لأحمق
    Sırf seninle çatışıyor diye bir yaşamı söndürmeyeceğim. Open Subtitles انا لن اتخلص من احد فقط لإنه تشاجر معك
    Orada yeni bir şey var diye bunun pabucunu dama atamayız. Open Subtitles حسنا ، نحن لانستبدلها فقط لإنه ظهر شيئ جديد
    - Bak güzel giyiniyor diye illa "yumuşak" olması gerekmiyor. Open Subtitles اسمعوا ، فقط لإنه يلبس ملابس رائعة لا يعني أنه شاذ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more