Sadece farklı cinsiyetlerden iki insan Sırf akşam yedi'den sonra buluştular diye çıkıyorlarmış gibi davranmaları gerekmez. | Open Subtitles | فقط لكون شخصين من الجنس الآخر إلتقياً بعد السابعة مساء لا يجعله بالضرورة موعداً |
Ama Sırf Branch'ın kafasının yerinde olmadığı... söylediklerinin doğru olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | و لكن فقط لكون برانش ليس بوعيه لا يعني بأنه ليس على حق |
Sırf siyah olduğu için o kelimeyi kullanamaz. | Open Subtitles | فقط لكون أسودًا، هذا لا يعطيه الحق باستخظام تلك الكلمة |
Sırf annesi eş cinsel diye onun da eş cinsel olması gerekmiyor. | Open Subtitles | فقط لكون والدتها مثلية فهذا لا يعني أنها كذلك. |
Sırf Dodee'nin aleti bizim yanımızda öttü diye demek değil ki-- | Open Subtitles | فقط لكون جهاز (دودي) أطلق صفيرًا عندما كان موجّهًا نحونا .... |