Ancak eğlenirken ölmüşse sonra da makinaya düşmüşse öyle olabilir. | Open Subtitles | فقط لو مات خلال الجنس و بعدها إنحشر في الآلة |
Şimdi böyle bir şey Ancak mermi beyine isabet ettiği anda ölünün parmakları tetikte ise olabilir. | Open Subtitles | وهذا يحدث فقط لو كانت أصابع الرجل على الزناد لحظة أن اخترقت الرصاصة دماغه |
Sadece eğer kanamayı kontrol edebilirsek. Şurayı, ben kestikçe yak. | Open Subtitles | فقط لو أمكننا التحكم بالنزيف اكوي كلما أنتهي من نزيف |
- Keşke ayrılmaya cesaretim olsaydı ama bu onu çok incitir. | Open Subtitles | لماذا سأحتاج هذا؟ فقط لو أملك الجرأة للانفصال ولكنه حقاً سيجرحه |
- Sadece okula gidersen, tabi ki. | Open Subtitles | فقط لو بقيتي في المدرسة مع ذلك |
Steven sen zeki bir çocuksun. Eğer sadece bu işe verirsen kendini sen de üniversiteye gidebilirsin. | Open Subtitles | ستيفن، أنت فتى ذكي فقط لو عملت جاهدا |
Küstah olduğumu kabul edebilirim ama Yalnızca kışkırtıldığım zamanlarda. | Open Subtitles | أعترف أنه يمكنني أن أكون وقحة لكن فقط لو كنت مستفزة |
- Şey, kilit açacağım diğer gömleğimdeydi. Eğer sadece küçük bir şeyim olsaydı... şey gibi... | Open Subtitles | فتَّاحة الأقفال في قميصي الآخر فقط لو أن معي شيء صغير مثل.. |
Ancak kimliğinin açığa çıktığını düşünürse kullanacağı sinyali gönderdi. | Open Subtitles | كانت إشارة للحالات الطارئة فقط لو إعتقد أنا غطائه قد فُضح. |
Tama seni diğerleriyle tanıştıracağım ama Ancak babandan olur gelirse | Open Subtitles | سآخذك لترى الآخرين لكن فقط لو وافق والدك |
Sana kocanla ilgili gerçekleri anlatabilirim Ancak bunun için nefes alıyor olmam lazım. | Open Subtitles | يمكننى اخبارك عن زوجك لكنى فقط لو انا مازلت حية |
Sadece, eğer kabinesine yardım ya da liderlik için danışmayacaksa bana uyar, bir yere kadar; | Open Subtitles | الأمر فقط لو أنه لايريد أن يطلب المساعدة من وزرائه, |
Sizden Sadece eğer birkaç içki içerseniz eve taksiyle gitmenizi istiyorum. | Open Subtitles | وأطلب منكم فقط لو شربتم قليلاً عليكم طلب سيارة أجرة للذهاب للمنزل |
Federal bir durum oldu ya da New York City Sadece eğer. | Open Subtitles | فقط لو كانت قضية فيدرالية أو في مدينة نيويورك |
- Keşke bunu Amelia'yla paylaşabilseydim-- | Open Subtitles | أود فقط لو أشارك فرحتي به مع أميليا . لكن |
- Keşke hoş birisini bulabilsem. | Open Subtitles | تمنيتُ فقط لو أن أجد شخص يبدو ، كشاب لطيف |
Keşke duygularımı bir hareketle açığa vurmanın bir yolu olsaydı. | Open Subtitles | فقط لو أن هناك طريقة لجعل أحاسيسي واضحة بفعل ما |
Haziran - Temmuz arası bir tekerlik sandalyem olsaydı keşke. | Open Subtitles | أتمنى فقط لو كان لدي كرسي متحرك لشهري يونيو ويوليو |
- Sadece tecrübe için bile yapardım. | Open Subtitles | - كنت لاوافق على الحصول على الخبره فقط لو اصريت |
- Sadece bunu söyleyin - Üzgünüm bayan. | Open Subtitles | فقط لو تستطيع اخباري اسف يا انسة |
Kendine çeki düzen verirsen. | Open Subtitles | فقط لو نجحت في تنظيف تصرفاتك حتى حينهاَ |
Kimseya zarar vermeyeceğine dair söz verirsen. | Open Subtitles | فقط لو وعدت ألا تؤذي أحداً أتعد ؟ |
Yalnızca kibar olmaya çalışıyordum. Ona tokat atacak biri varsa, o da benimdir. | Open Subtitles | لقد كنت أعاملك بلطف فقط لو كان هناك شخص سيصفعه فسيكون أنا |
Eğer sadece sen yaparken Diana gelmeseydi çok eğlenceliydi bence, değil mi? | Open Subtitles | فقط لو أن ديانا لم تدخل علينا كما فعلت كان الأمر ممتعاً ، أليس كذلك؟ |