"فقط هنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Burada sadece
        
    • sadece burada
        
    • Tam burası
        
    • Sadece burası
        
    • Burada geçirdiği
        
    • buradayım
        
    Bak, Burada sadece ikimiz olsak da seni yok edeceğiz. Open Subtitles على الرغم من أننا اثنان فقط هنا في غرفة التحكم
    Biz Burada sadece piyasayı kolaçan ediyoruz. Open Subtitles اعني , تعلمين , نحن فقط هنا للبحث والاستكشاف
    Bence Burada sadece benim kadrom olmalı. Open Subtitles أعتقد أن الرئيس عليه أن يضع الموظفين فقط هنا
    sadece burada ABD'de, Carolinalar'a iki kere nükleer silah bıraktık. TED فقط هنا في الولايات المتحدة، ألقينا أسلحة نووية في كارولينا مرتين.
    Katil olmadığın, kahraman ve hâlâ Amerikan dedektifi olduğun sadece burada, Ashecliffe'te bir hikaye yarattın ve gizli düzeni ortaya çıkardın. Open Subtitles لقد اختلقت قصة والتي لا تكون فيها مجرماً , إنّما بطلاً لكنّك ما تزال مارشال "فقط هنا في "آشكليف بسبب قضيّة
    Tam burası. Open Subtitles فقط هنا.
    Ayrıca Burada sadece bir treni havaya uçurmak için bulunmuyorlar. Open Subtitles الى جانب ذلك، فهي ليست فقط هنا لتفجير قطار.
    Demek ki, Burada sadece Tempest operasyonu için bulunmuyorsunuz şu halde neden bana bu kadar yüksek miktarda altını taşımakta olduklarını anlatmadınız? Open Subtitles لذا لم تكن فقط هنا لعملية العاصفة. فلماذا لا تقول لي لماذا كانوا أن تتحرك هذه كميات كبيرة من الذهب؟
    Tahminime göre Burada sadece bir kişi bulmayı bekliyorlar. Open Subtitles وأحزر أنّهم يتوقعون إيجاد شخص واحد فقط هنا.
    Tahminime göre Burada sadece bir kişi bulmayı bekliyorlar. Open Subtitles وأحزر أنّهم يتوقعون إيجاد شخص واحد فقط هنا. حقًّا؟
    İlk başta çok korkmuştum ama Burada sadece kimlikleri kontrol ediyorlar. Open Subtitles أقصد،لقد أفزعني ذلك التفتيش في المرة الأولى لكنهم يتحققون من بطاقات الهوية فقط هنا
    Örneğin şu anda Burada sadece dokuz banknot var. Open Subtitles مثلا, هناك 9 ورقات نقدية فقط هنا,
    Burada sadece 1 kişiye ihtiyaç var. Open Subtitles نحن بحاجة شخص واحد فقط هنا على كل حال
    Tamam, Burada sadece sen ve ben varız. Open Subtitles إنه أنا وأنت فقط هنا خالف قاعدة
    Tamam, Burada sadece sen ve ben varız. Open Subtitles إنه أنا وأنت فقط هنا خالف قاعدة
    Burada sadece iki kişi var. Open Subtitles {\cH00ffff}.هناك اثنان فقط هنا
    sadece burada oturup, tek başıma sessizce yemeğimi yemek istiyorum. Open Subtitles أود أن أجلس فقط هنا وآكل بشكل هادىء لوحدي.
    Sabah 11'de içen herkes tedavi olmalı ama sadece burada yapıyorum. Open Subtitles أى شخص يشرب الساعة 11 صباحا. يحتاج إلى علاج, ولكننى أفعل هذا فقط هنا
    Sen sadece burada, Zane'in ofislerinde yaşayıp seninle işimiz bittiğinde senin olmayacak olan davalar üzerinde çalışıyorsun. Open Subtitles أنت فقط هنا تعيش في مكتب زين تعمل على تلك القضايا التي لم تعد لك عندما ننتهي منك
    Tam burası. Open Subtitles فقط هنا.
    Sadece burası var "Bayan Hustwick'in elbisesinin altına bakmak için kalemi düşürdüm..." Open Subtitles فقط هنا بين "سَقطتُ a قلم رصاص للنَظْر فوق لباسِ السّيدةِ Hustwick، "
    Size yılın en düşük ücretlerini teklif etmek için buradayım. Open Subtitles أنا فقط هنا لأقدم لك أقل العروض لدينا بهذه السنة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more