Savaşlar, tecavüzler, yetimlik depremler, fakirlik bu kadınları uzaklara kaçırıyor. | Open Subtitles | انهن عبارة عن سلع تشترى , يتيمات أو تعرضن للاغتصاب أو هن من ضحايا الزلزال أو فقيرات جدا هذا ما يدفع هؤلاء النسوة الى الهجرة |
Yalnız kadınlar her zaman fakirlik tehlikesiyle karşı karşıyadır. | Open Subtitles | العازبات لديهن الميل أن يكن فقيرات |
Bir sınır kasabasında 300 kadın kaybolmuştu, çünkü yoksul ve esmerdiler. | TED | 300 امراة قد اختفت في بلدة حدودية لانهن سمراوات و فقيرات |
yoksul rahibeler iyiliğiniz için dua etmekten ve iyi komşu olmaktan başka birşey yapamazlar. | Open Subtitles | .نحن فقراء جدا يا بني أخوات فقيرات ندعوا للآخرين و لا نسأل أكثر من أن يكونوا جيرانًا صالحين |
Öyle yoksul aile anaları, erdemli kadınlar emin olun evliya gibi kadınlar tanıdım ki yiyecek ekmek bile bulamıyorlardı. | Open Subtitles | تعرفت على أمهات شابات فقيرات نساء فاضلات، بالطبع قديسات حقيقيات |
Yaşlı ve âcizlere kol kanat germeye. Zengin veya yoksul, Norman veya Sakson, tüm kadınları korumaya. | Open Subtitles | لنلوذ الطاعن والعاجز , لنحمي كل النساء , غنيات أو فقيرات , (نورمانات) أو (سكسونيات) |