"فلابد أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmalı
        
    Hayır benim bildiğim olmadı. O halde çok belalı tiplere bulaşmış olmalı. Open Subtitles إذن فلابد أنه كان مختلطا ببعض رفقة السوء
    Elektronik cihaz 30 santim ötesindeyse şüphelinin üstünde olmalı. Open Subtitles وإذا كان جهاز إلكتروني يبعد قدماً عنها في ذلك الوقت فلابد أنه كان مع المشتبه جهاز إلكتروني ؟
    Dogruysa, o zaman bir şekilde hâlâ hayatta olmalı. Open Subtitles إن كان هذا حقيقي, فلابد أنه لا يزال موجوداً في شكل آخر
    Bunu her kim yapıyorsa onu başkasıyla karıştırmış olmalı. Open Subtitles أي كان من يفعل هذا فلابد أنه خلط بها و بشخص آخر
    Bir yerden okuyup, o anda hatırlamış olmalı, çünkü bu konunun beni ilgilendirdiğini biliyor, görüyor musun? Open Subtitles فلابد أنه قرأ عنه بمكان ما و ظل متذكراً إياه لأنه يعرف أن هذا الأمر يتعلق بأعمالي أنا
    Doğru ya, onu unutmuşum. Öyleyse Ember Adası'nda bir yerlerde olmalı. Open Subtitles إذاً فلابد أنه في مكان ما على جزيرة إمبر
    Şüphesiz büyük, yaşlı, akıllı bir tip ve eğer bu büyüklükte bir yetişkinse şüphesiz akıllı olmalı ve beni atlattı. Open Subtitles إنه كبير, ذكي لعين بلا شك و إذا كان بهذه الضخامة فلابد أنه نتيجةً لذكائه
    Olayı kafamda canlandırdım. Cübbeye dokunmamıştı. Daha önce dokunmuş olmalı. Open Subtitles و أنا متأكد أنه لم يلمسها ليلتها فلابد أنه دبر ذلك مسبقاً
    Her ne oluyorsa artık, kıçtaki bir sivilce kadar hassas olmalı. Open Subtitles مهما كان الذي يحدث فلابد أنه حساس كبثرة على المؤخرة
    Eğer Üsteğmen Torres'in tırnaklarının altına işleyecek kadar olduysa mutlaka yüzbaşıya kuvvetli bir şekilde tutunmuş olmalı. Open Subtitles لو كان لديه هذا القدر تحت أظافره فلابد أنه كان يجذب القائد بقوة
    Savunma avukatlarınız rozet takıyorsa, ...suçlu olmalı diye düşünüyor. Open Subtitles أنتم محامو الدفاع تعتقدون أنه لأنه يرتدي شارة الشرطة فلابد أنه مذنب.
    Bilmiyorum. Ama kim yapmışsa şifreyi biliyor olmalı. Open Subtitles كلا، ولكن أيا من كان فلابد أنه حصل على رمز الدخول
    Ne plânlıyorlarsa, ölümden daha ağır bir ceza olmalı. Open Subtitles أياً ما خططه له فلابد أنه مصير أسوأ من الموت
    Gazetelerde yazdığına göre doğru olmalı. Open Subtitles إن كان هذا ما في الصحف فلابد أنه صحيح
    - Tamam, eğer bunu yapan Libris ise onu koridorda yakalayıp işini bitirmek için başka bir yere götürmüş olmalı. Open Subtitles - حسناً، إن كان " ليبريس " فلابد أنه أمسك بها في الممر ثم أخذها لمكان ما لـ:
    Courtney'i sallamayan biri dünyadaki en iğrenç kadınla birlikte olmalı. Open Subtitles إن أي فتى يتخلى عن كورتنى فلابد أنه يواعد أجمل امرأة على وجه الأرض!
    Ama Rooks çalmak için bu kadar uğraştığına göre çok değerli olmalı. Open Subtitles و لكن إذا خاض "روكس ..,كل تلك المشاكل للحصول عليه فلابد أنه مـهـم للـغايـة
    Uyduyu düşüren şey buysa, çok büyük bir hızla yayılıyor olmalı ya da çok ağırdır. Open Subtitles فلابد أنه كان يتحرك بسرعة كبيرة أو يكون ثقيل جداً- كيف يكون هذا؟ -
    Tamamen, bundan kısa bir süre sonra ölmüş olmalı, hastanede kaldı, ama ışıkların dışında. Open Subtitles -بالضبط فلابد أنه مات بعد ذلك مباشرة وبقى في المستشفى لكن خارج الضوء
    Bantlanmak istiyorsun! Yakınlarda bir kasaba olmalı! Open Subtitles أحزم أشيائك ، فلابد أنه هناك قرية قريبه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more