"فلا يهم" - Translation from Arabic to Turkish

• önemli değil
• fark etmez
• bir önemi yok
• 't matter
• önemsiz olur
• olursa olsun
• önemli değildir
• önemi kalmayacak
• önemi yoktur
• olmadığı önemli

Nasıl birisi olduğu önemli değil, eğer severse onu ister.
فلا يهم أي نوعٍ من الرجال هو، إن أحبها، تتيم بها.

Hepimiz için çok önemli hale geldin. Şimdi doğru olup olmadığı önemli değil.
إنك تعني لنا الكثير الآن فلا يهم إذا كان هذا صحيحا

Buffy Glory'yi yerde tuttuğu sürece fark etmez.
طالما بافي باستطاعتها أن تبقي جلوري بالأسفل مدة كافية فلا يهم

Ya da kiminle takıldığınızı. Bunun bir önemi yok. Bir eğitim almadıysanız, kimse size değer vermez.
العالم الحقيقي في الخارج فلا يهم كم أنت مطلع أو من هم رفاقك

# If you're thinkin' of being my brother It don't matter if you're black or white #
إن كنت تفكر في أخي فلا يهم إن كنت أسود أو أبيض

Neler yaptığı önemsiz olur.
فلا يهم ما يفعلون.

Ordun ne kadar büyük olursa olsun bu kapıya saldıracaksan, bu yoldan yapmak zorundasın.
فلا يهم كبر حجم جيشك، إذا هاجمتِ البوابة ستعبرين هذا الطريق،

Nihayet bu kollar ve bacaklar yerlerinden ayrılır, o gerçekten önemli değildir, çünkü hiçbir şey gerçekten bunu değiştirmez.
بعدما تذهب كل الاذرع و الارجل ادراج الريح فلا يهم هذا حقيقه لانه لا شئ تغير حقيقه عمت مساء يا صديقى العزيز

- Herif iki kere vuruldu, yani bir hastaneye ya da doktora gitmez ve kanamasını durduramazsa bunun bir önemi kalmayacak.
و لهذا ما لم يوقف النزيف بدون الذهاب الي طبيب او مستشفي فلا يهم حقا

Bizim için daha fazla anlam ifade ediyorsun. Bunun doğru olup olmaması önemli değil.
إنك تعني لنا الكثير الآن فلا يهم إذا كان هذا صحيحا

Potansiyeline ulaştığı sürece onu oraya kimin taşıdığı önemli değil.
أفترض بأنه طالما حقق أهدافه ، فلا يهم من معه حينها

Önceden olanlar, önceden yaptıklarım, hiçbiri önemli değil.
مهما أن كان قد حدث سابقاً مهما أن أرتكبته , فلا يهم

Ve nihayetinde, başkan ya da elçi, aslında fark etmez.
وفى النهاية , سواء كانت رئيسة أم نبية فلا يهم حقاً

Savaştan sağ çıkarsam ne olacağı fark etmez ama insanlara yardım etmeye adanmış bir iş istiyorum.
،إذا نجوت من الحرب فلا يهم ما يكون لكني أرغب بعمل مُكرس لمساعدة الناس

Sana ne söyleniyorsa, ne yapılması gerekiyorsa yasalara aykırıysa bile fark etmez.
كُل ما تؤمر به, أياً كان ما يجب عمله, إذا كان ضد القانون, فلا يهم.

Salata Kurutucu'yu o beğenirse Tracy'nin ne dediğinin bir önemi yok.
c.arabicrlm; إن أحبت مجفف السلطة،/c.arabic c.arabicrlm; فلا يهم ما يقوله "ترايسي".

Beni yanına almak istiyorsa nerede olduğumun bir önemi yok.
إن كان يريد أخذي فلا يهم أين أكون

Dişimi kırdın ama beni seviyorsan, bunun bir önemi yok.
كسرت سني. ولكن إن أحببتني فلا يهم.

# It don't matter If you're black or white #
فلا يهم إن كنت أسود أو أبيض

Neler yaptigi önemsiz olur.
فلا يهم ما يفعلون.

Ordun ne kadar büyük olursa olsun bu kapiya saldiracaksan, bu yoldan yapmak zorundasin.
فلا يهم كبر حجم جيشك، إذا هاجمتِ البوابة ستعبرين هذا الطريق،

Yapılacak işiniz varsa, hangi gün olduğu önemli değildir.
حين يكون العمل عليك واجباً فلا يهم في أي يوم كان

Bir şey yapmazsan hangimizin haklı olduğunun önemi kalmayacak.
إن لم تفعل شيئاً فلا يهم من منا محق

Sorun bu değil. İnsanın gönlü her şeyden daha önemli, evlerin hiçbir önemi yoktur.
يجب أن يكون للأنسان مكان فى القلب أما المنزل فلا يهم