"فلطالما" - Translation from Arabic to Turkish

    • hep
        
    • her zaman
        
    Hiçbir zaman bir yere gitmedik. İş hep daha önemliydi. Open Subtitles إننا لم نخرج لأي مكان فلطالما كان عملك هو الأهم
    Ne büyük onur. Bunun nasıl hissettireceğini hep merak etmiştim. TED يا له من شرف كبير. فلطالما تساءلت عمّا سيكون عليه هذا الشعور.
    Bana karşı hep insaflı oldun. hep iyi davrandın. Open Subtitles فلطالما عاملتني بكل أمانة، وكنت طيبا معي
    Büyükannemiz her zaman bir amacımız olduğunu söylerdi. Open Subtitles فلطالما قالت جدَّتي بأننا جميعاً لدينا غاية
    Okuldayken her zaman A'lar alırdın. Open Subtitles فلطالما حصلت على تقديرات امتياز بالمدرسة
    Açıkçası insanlar oğlumun ne iş yaptığını sorduklarında hep utanırdım. Open Subtitles لكي أكون صادقة فلطالما شعرت بالخجل عندما كان الناس يسألونني عن مهنة ابني
    Şey, aslında komik. hep özel biri olmak istemişimdir. Open Subtitles أتعلمين، إنّ هذا مُضحك، فلطالما أردت أن أكون مميزاً
    Nerede görünüp ne söyleyeceğimi hep biliyordum. Open Subtitles فلطالما عرفت ماهو المشهد القادم ومالذي يجب قوله عند حدوثه
    Gençken hep yanlış şeyi söylerdin. Open Subtitles فلطالما قلت أموراً خاطئة عندما كُنَّ صغيرات
    Kendim yaptım. Bilim konusunda hep iyi olmuşumdur, efendim. Open Subtitles لقد صنعتهم بنفسي، فلطالما كنت ماهراًفيالعلومياسيدي ..
    Bu işi yapabilmek için ölmeye hevesli olmak gerektiğinin hep farkında olmuşumdur. Open Subtitles فلطالما علمت أنه عليك أن تكون بأتمّ الاستعداد للموت فقط في سبيل عمل هذا العمل
    Komik, içimde hep buraya ait degilmisim gibi bir his vardi. Open Subtitles هذا مضحك ، فلطالما راودني ذلك الشعور الملح بعدم الانتماء
    Demek istediğim, hep kolunda komiser rütbesi olan mavi elbisemle evlenirken hayal ederdim kendimi. Open Subtitles فلطالما تصورتُ بأنى سأُقدِم على الزواج مُرتدياً الزى الرسمى ذو اللون الأزرق مع شرائط رتبة الرَقِيب على الأكمام
    Geleceğe bakacak olursak, hep ülkeme ne durumda nerede en çok ihtiyacı olursa hizmet etmeyi amaçladım. Open Subtitles أما بخصوص المستقبل، فلطالما عزمت خدمة وطني كيفما وأينما يعوزني.
    hep günün birinde baba olacağımı düşünmüştüm. Open Subtitles فلطالما كنتُ أظن أنني سأصبح أباً في يوم ٍ ما
    - Ben de her zaman kollarında sakin bir çocuk yatakta da puma gibi olacağım. Open Subtitles فلطالما أبديت ضعفاً تجاه النساء المتزوّجات والمغريات في الفراش
    Üzgünüm, yapmak zorundaydım. Sen her zaman o kişiydin. Open Subtitles أنا متأسف، كنتُ مضطراً فلطالما كنتِ المناسبة لي
    Zaten her zaman ilgi odağı olmayı sevmiştin. Open Subtitles فلطالما احببت أن تكوني مركزا لجذب الأنظار.
    Bir sonraki kaçışımın daha büyük olması gerektiğini her zaman biliyordum. Open Subtitles فلطالما تيقنتُ بأنّ إفلاتي القادم من القيود يجب أن يكون أكبر مِمّا سبقه
    Doğrusunu söylemek gerekirse, her zaman toparlanabileceğimizden emin değildim. Open Subtitles لأكونَ معكَ صادقة، فلطالما لمْ أكن واثقة بأن علاقتنا كانت ستنجح.
    Umarım yanlış anlamazsınız. Ben her zaman... Open Subtitles آمل بأنك لن تسيء فهمي فلطالما كنت دائماً...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more