Tamam, Diyelim ki yerden hâlâ yol işaretlerini görebildiğiniz ve kolayca oksijen alabildiğiniz birkaç metre yüksekte uçmak istiyorsunuz. | TED | حسنا فلنقل أنك تريد أن تطير فقط بعض الأمتار فوق سطح الأرض أين يمكنك رؤية إشارات الطريق و تتنفس الأكسيجين بسهولة |
Yani kabı bir çeyrek... 2.50 dolarlık aldın Diyelim... | Open Subtitles | لذا ربع كأس فلنقل أنك إشتريت بـ 2.50 دولار |
Diyelim bu hoş adamla tanıştın. Ne yaparsın? | Open Subtitles | فلنقل أنك صادفتَ هذا الفتى, ماذا أنت فاعل؟ |
Diyelim ki, oyunu Reston-Howard'a verdin... | Open Subtitles | وربما يحميكما من إطلاق النار على بعضكما البعض مجدداً. فلنقل أنك تصوت لريستون هاورد. |
Diyelim ki Las Vegas'a uçak bileti satmak istiyorsunuz. | TED | فلنقل أنك تريد أن تبيع تذاكر طيران إلى "فيجاس"، حسناً؟ |
Hayır. Oradaki altı ve leke. Diyelim ki, haklısın. | Open Subtitles | لا، لا بد أن تكون ستة فلنقل أنك محق |
Diyelim ki haklısın, bir şey yaptılar. | Open Subtitles | فلنقل أنك على حق لقد فعلوا شيئا لها. |
Diyelim ki, oyunu Reston-Howard'a verdin... | Open Subtitles | كتزوير الأصوات. فلنقل أنك تصوت لريستون/هاورد. |
Diyelim kayınpederini uygunsuz bir durumda yakaladın. | Open Subtitles | فلنقل أنك باغت حماك بوضع مخلّ. |
Diyelim ki mühendissiniz. | TED | فلنقل أنك مهندس. |
Diyelim ki Katie'nin ev arkadaşı olmayı başardın. | Open Subtitles | فلنقل أنك وصلت إلى (البناية نفسها مع (كايتي |
Haydi, haklısın Diyelim. | Open Subtitles | فلنقل أنك محق |
Diyelim ki, haklısınız. | Open Subtitles | فلنقل أنك محق |