"فمثلاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • örneğin
        
    • mesela
        
    örneğin kızgınsam ve bunu gizlemem gerekiyorsa ki nasıl hissetiğimi gizlemek konusunda uzman olmama rağmen, bunu sıkça yaşıyordum, o zaman ses gergin geliyordu. TED فمثلاً. إذا كنت غاضبة، وكان عليّ إخفائه، و كثيراً ما كنت بارعة جداً في إخفاء ما أشعر به حقاً، عندها يبدو الصوت محبطاً.
    Ve burada bilgisayar başarılı bir şekilde alanları buldu. Örneğin: Açılar. TED وهنا الكمبيوتر بالفعل وجد هذه المناطق بنجاح فمثلاً ، الزوايا
    çok zamanlarını almaz. örneğin; bu 4 algoritma da aynı TED فمثلاً الأربع خوارزمات تلك بناهم نفس الشخص
    Eğer bu durum meydana gelirse gen sürücü karşı türe geçebilir. örneğin Asya sazanları bunu diğer tür sazanlara aktarabilir. TED إذا حصل ذلك، فمن الممكن أن يتسلل التغير الجيني، فمثلاً يمكن لسمك الشبوط الآسيوي أن يصيب نوعاً آخر.
    Yani bir anda gelirler bana ve mesela saçlarıma fön çekerim ön tarafını ellerime sürekli önüme düşürürüm. Open Subtitles فمثلاً ذات مرة، وبدون سبب أسدلت شعري وكانت كل تلك الجدائل تغطي وجهي طيلة الوقت.
    örneğin bir bardağa dökülen balın Reynolds sayısı 1 civarındadır. TED فمثلاً صبّ العسل في كأس تصل قيمة رينولد الخاصّة به ل1 تقريباً.
    örneğin koltuk yükseltme parçası hem koltuğun oturtulması görevini görüyordu ama aynı zamanda da işlevsel sağlamlığı korumaya yarayan yapısal bir parça idi. TED فمثلاً الاداة الرافعه للمقعد يتم استخدامها كقاعده للمقعد والقطعه المخصصه في البنيه لتعطي الصلابه
    Bu yüzden, örneğin bir nöron buradan ateşlerse, o da komşusunu beynin her yanına mesajı göndermesi için tetikleyecektir. Open Subtitles مثلها مثل قطع الدومينو فمثلاً إذا أطلقت الخلية العصبية نبضة هنا ستحفز جيرانها
    Dolayısıyla, örneğin, eğer burada nöral aktivite varsa, "yerel olmayan kuantum"la burada işlem yapabilmek için birleşmiş olabilir. Open Subtitles فمثلاً إذا كان هناك نشاطٌ عصبيٌّ هنا قد يقترن بسبب انعدام المحلية الكميّة بعمليات هنا
    örneğin, atık boşaltma, basitçe yok olup gideceğini düşündüğünüz bir şey, ama gemilerin atık boşaltımını düzenleyen yasalar kıyıdan uzaklaştıkça zayıflamakta. TED فمثلاً مخلفات النفايات شيء يمكن أن تعتقد أنه يذهب بعيداً ببساطة لكن القوانين التي تحكم مخلفات السفن من النفايات تضعف كلما ابتعدت عن الشاطئ
    örneğin, birisi "Kansere yakalanma olasılığım, yaklaşık yüzde 50." dediyse, "Haberler iyi. TED فمثلاً إذا قال أحدهم: "إمكانية إصابتي بالسرطان حوالي 50 %"، و قلنا له: "إسمع!
    örneğin, makinada öğütülmüş hindistan cevizi kabuklarının pirinç samanı ile karışımı, pirinç kabuğu tozu ile organik gübre karışımı nihayet ormanımızın ekildiği toprağa boşaltılır. TED فمثلاً قشر جوز الهند المسحوق مع قش الأرز وبودرة قشر الأرز الممزوجة مع السماد العضوي تغلغل أخيراً في بالتربة التي ستُزرع عليها الأشجار.
    Teşhis testinde pataloji uzmanının patoz alanlarını tanımlaması gibi düşünebilirsin ya da örneğin radyolojistin sıkıntı yaratabilecek nodülleri göstermesi gibi. TED ولك أن تتخيل في إختبارات التشخيص الطبي فمثلاً كتحديد أخصائي الأمراض بأماكن المرض أو كإشارة أخصائي الأشعة للنقاط المقلقة
    örneğin 1920'de, içki içmek yasaktı; eğer bir kadın olsaydınız, oy kullanmanız yasaktı. Ve eğer bir yaz gecesinde, başınızı kaldırıp Samanyoluna baksaydınız, gördüğünüzün tüm evren olduğunu düşünecektiniz. TED فمثلاً في عام 1920 لم يكن يسمح لنا بشرب الكحوليات و لو كنتِ امرأة لم يكن يسمح لك بالتصويت. و إذا ما نظرت إلى نجوم مجرة درب التبانة في ليلة صيفية كنت لتظن بأن ما تنظر إليه هو الكون بأكمله.
    örneğin, onları kesip atabilirim. Open Subtitles فمثلاً ، بإمكاني قطعها
    örneğin "gün" dediğimde siz de- Open Subtitles فمثلاً أنا أقول "يوم" فتقول أنت...
    Madde ile antimaddeyi birleştirmenin bu denli büyük enerji üretmesi nedeniyle, örneğin Star Trek'deki uzay gemisine yakıt olarak, antimaddede depolanmış enerjiden yararlanılması gibi düşüncelere bilimkurguda bolca rastlanır. TED وبسبب الجمع بين المادة و المادة المضادة سينتج عنه طاقة كبيرة فإن الخيال العلمي مليئ بالأفكار المتعلقة بكيفية الاستفادة من الطاقة المخزنة في المادة المضادة فمثلاً لتزويد المركبات الفضائية بالوقود في (ستار تريك).
    mesela geçtiğimiz ay birkaç yeni güvenlik uygulaması başlattık. Open Subtitles فمثلاً ، على مدى الشهر الماضي قمنا بتثبيت عدد من
    mesela, sen bizim çöpümüzü karıştırdıktan sonra, biz de seninkini karıştırdık... Open Subtitles فمثلاً, بعدما بحثتي في قمامتنا بحثنا في قمامتك
    mesela... Gergin olduğunu hissediyorum. Open Subtitles فمثلاً, شعرت بأنك متوترٌ نوعاً ما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more