"فمى" - Translation from Arabic to Turkish

    • ağzıma
        
    • Ağzımı
        
    • Ağzım
        
    • ağzımda
        
    • Ağzımdan
        
    • çenemi
        
    • çeneme
        
    • çalsaydım
        
    • tutacağım
        
    Adam "Hangi kedi?" diye sorunca, "ağzıma sıçan kedi." diyor. Open Subtitles فيقول.. أى قط.. و تجيب القط الذى تبرز فى فمى
    Sadece erkek gibi davranıp sikini ağzıma her soktuğunda hoşlanmıyormuş gibi yapmalıyım. Open Subtitles يجب أن أتعلم هذا وأتظاهر بأننى لا أحب وضعك لقضيبك فى فمى
    Sinirlendin. Ağzımı ne zaman kapayacağımı hiç bilemedim. Open Subtitles انك الان غاضبا ، لم أتعلم أبدا أن ابقى فمى مغلقا
    Ağzımı kapalı tutacağımı ve elimizdeki tüm parayı vereceğimi. Open Subtitles سأغلق فمى وسأعرض عليه كل ما أملك لإستعادة إبننا.
    Heyecanlı olduğumda ya da kaçırıIdığımda Ağzım kurur. Open Subtitles لأن فمى يصبح جافا عندما أصبح عصبية أو يتم إحتجازى رغما عنى
    Onu öpmek için eğildiğimde ağzımda sakız olduğunu fark ettim. Open Subtitles فأذهب لاميل عليها و اقبلها ثم أدرك أن هناك لبان فى فمى
    Belki kelimeler Ağzımdan çıkmıyor ama düşünüyorum. Open Subtitles حسنا ، ربما الكلمات لا تخرج من فمى لكنى أفكر بها
    Sen söylettirdin. Kelimeleri ağzıma tıkıyorsun. Open Subtitles انت جعلتنى أقول هذا انت وضعت الكلمات فى فمى
    Hazır olunca ağzıma tıkıverin. Open Subtitles هل ممكن عندما تجهز أن تلقيها في فمى يا جدتى؟
    ağzıma kanca sokup sürüklemeden, bunu yapmamı sağlayamazsınız. Open Subtitles لا يمكنك سحبى إلى ذلك الشئ حتى لو وضعت خطافاً فى فمى وجذبتينى منه
    Nefesimi görmesin diye ağzıma yavaşça biraz kar koyarım. Open Subtitles أضع الثلج فى فمى ببطء لكى لا يلاحظ نَفَسْىِ
    Pazar sabahı bir doktor muayanesini kapattığında, ...aletini ağzıma almamı istemişti. Open Subtitles وعندما نجد الطبيب الناجح فسيغلق علينا عياده. ثم يجعلنى اضع قضيبه فى فمى
    Bir fırsat daha verilirse, Ağzımı hiç açmayacağım. Open Subtitles إذا حصلت على فرصة آخرى فسأبقى فمى مغلقاً
    Ben dersimi aldım. Bir fırsat daha verilirse Ağzımı hiç açmayacağım. Open Subtitles إذا حصلت على فرصة آخرى فسأبقى فمى مغلقاً
    Ağzımı açtığım anda, oraya hemen büyük bir bomba bırakacaksın. Open Subtitles اللحظة التى سأفتح فيها فمى ستلقين بقنبلة كبيرة فيه
    Akrepten sonra iblis Ağzımı açtı ve içimden ışık gibi bir şey emdi. Open Subtitles هكذا ، بعد العقرب ، الشيطان فتح فمى و إمتص ضوءا أبي غريب يخرج منى
    - Ağzım sulandı bile. - Ve de vitaminlerin. Open Subtitles الماء فى فمى حاليا ولقد رتبت فيتاميناتك على المنضدة
    Biliyorsun dalınca hep Ağzım kurur. Open Subtitles أنت تعلم كم يصبح فمى جافا عندما أقوم بالغطس
    Eğzımı kolumla silebilir, peçeteyi masaya bırakabilir, Ağzım açık çiğneyebilir, Ağzımı şapırdatabilir, neremi istersem kaşıyabilirim. TED ممكن أمسح فمى بكمى -- ألقى منديل على الطاولة، أمضغ وفمى مفتوح، أعمل ضجة قليلة. أخربش حيثما أريد.
    " Bak hatta şu an ağzımda ve tertemiz konuşuyorum. Open Subtitles انظر , لدى قضيبك فى فمى الان وانا اتكلم بكل وضوح
    Kelimeleri Ağzımdan aldınız. Open Subtitles لقد نطقت بالكلمات التى كانت ستخرج من فمى
    Bu yıllardır evlilik değil, fakat ben çenemi kapalı tuttukça sen mutlusun. Open Subtitles هذا ما كان زواجا من سنوات، لكنّك كنت سعيدة طالما كان فمى مغلقا.
    Birkaç yavrunun malına vurmak istediğinde benim düşük çeneme ihtiyacın olacak. Open Subtitles تحاول أن تحظى بعلاقة ، إنك سوف تحتاج فمى الكبير
    Seni çalsaydım senden nasıl bir ses çıkardı? Open Subtitles , (إذا نفختك (جنس فمى ما الصوت الذى سيصدر منك ؟
    çenemi tutacağım. Open Subtitles أنا أسف لقد وعدت أن أبقى فمى مغلقاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more