| Adam "Hangi kedi?" diye sorunca, "ağzıma sıçan kedi." diyor. | Open Subtitles | فيقول.. أى قط.. و تجيب القط الذى تبرز فى فمى |
| Sadece erkek gibi davranıp sikini ağzıma her soktuğunda hoşlanmıyormuş gibi yapmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أتعلم هذا وأتظاهر بأننى لا أحب وضعك لقضيبك فى فمى |
| Sinirlendin. Ağzımı ne zaman kapayacağımı hiç bilemedim. | Open Subtitles | انك الان غاضبا ، لم أتعلم أبدا أن ابقى فمى مغلقا |
| Ağzımı kapalı tutacağımı ve elimizdeki tüm parayı vereceğimi. | Open Subtitles | سأغلق فمى وسأعرض عليه كل ما أملك لإستعادة إبننا. |
| Heyecanlı olduğumda ya da kaçırıIdığımda Ağzım kurur. | Open Subtitles | لأن فمى يصبح جافا عندما أصبح عصبية أو يتم إحتجازى رغما عنى |
| Onu öpmek için eğildiğimde ağzımda sakız olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | فأذهب لاميل عليها و اقبلها ثم أدرك أن هناك لبان فى فمى |
| Belki kelimeler Ağzımdan çıkmıyor ama düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا ، ربما الكلمات لا تخرج من فمى لكنى أفكر بها |
| Sen söylettirdin. Kelimeleri ağzıma tıkıyorsun. | Open Subtitles | انت جعلتنى أقول هذا انت وضعت الكلمات فى فمى |
| Hazır olunca ağzıma tıkıverin. | Open Subtitles | هل ممكن عندما تجهز أن تلقيها في فمى يا جدتى؟ |
| ağzıma kanca sokup sürüklemeden, bunu yapmamı sağlayamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك سحبى إلى ذلك الشئ حتى لو وضعت خطافاً فى فمى وجذبتينى منه |
| Nefesimi görmesin diye ağzıma yavaşça biraz kar koyarım. | Open Subtitles | أضع الثلج فى فمى ببطء لكى لا يلاحظ نَفَسْىِ |
| Pazar sabahı bir doktor muayanesini kapattığında, ...aletini ağzıma almamı istemişti. | Open Subtitles | وعندما نجد الطبيب الناجح فسيغلق علينا عياده. ثم يجعلنى اضع قضيبه فى فمى |
| Bir fırsat daha verilirse, Ağzımı hiç açmayacağım. | Open Subtitles | إذا حصلت على فرصة آخرى فسأبقى فمى مغلقاً |
| Ben dersimi aldım. Bir fırsat daha verilirse Ağzımı hiç açmayacağım. | Open Subtitles | إذا حصلت على فرصة آخرى فسأبقى فمى مغلقاً |
| Ağzımı açtığım anda, oraya hemen büyük bir bomba bırakacaksın. | Open Subtitles | اللحظة التى سأفتح فيها فمى ستلقين بقنبلة كبيرة فيه |
| Akrepten sonra iblis Ağzımı açtı ve içimden ışık gibi bir şey emdi. | Open Subtitles | هكذا ، بعد العقرب ، الشيطان فتح فمى و إمتص ضوءا أبي غريب يخرج منى |
| - Ağzım sulandı bile. - Ve de vitaminlerin. | Open Subtitles | الماء فى فمى حاليا ولقد رتبت فيتاميناتك على المنضدة |
| Biliyorsun dalınca hep Ağzım kurur. | Open Subtitles | أنت تعلم كم يصبح فمى جافا عندما أقوم بالغطس |
| Eğzımı kolumla silebilir, peçeteyi masaya bırakabilir, Ağzım açık çiğneyebilir, Ağzımı şapırdatabilir, neremi istersem kaşıyabilirim. | TED | ممكن أمسح فمى بكمى -- ألقى منديل على الطاولة، أمضغ وفمى مفتوح، أعمل ضجة قليلة. أخربش حيثما أريد. |
| " Bak hatta şu an ağzımda ve tertemiz konuşuyorum. | Open Subtitles | انظر , لدى قضيبك فى فمى الان وانا اتكلم بكل وضوح |
| Kelimeleri Ağzımdan aldınız. | Open Subtitles | لقد نطقت بالكلمات التى كانت ستخرج من فمى |
| Bu yıllardır evlilik değil, fakat ben çenemi kapalı tuttukça sen mutlusun. | Open Subtitles | هذا ما كان زواجا من سنوات، لكنّك كنت سعيدة طالما كان فمى مغلقا. |
| Birkaç yavrunun malına vurmak istediğinde benim düşük çeneme ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | تحاول أن تحظى بعلاقة ، إنك سوف تحتاج فمى الكبير |
| Seni çalsaydım senden nasıl bir ses çıkardı? | Open Subtitles | , (إذا نفختك (جنس فمى ما الصوت الذى سيصدر منك ؟ |
| çenemi tutacağım. | Open Subtitles | أنا أسف لقد وعدت أن أبقى فمى مغلقاً |