Her ağzını açtığında gırtlağına yapışamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع القفز أسفل حنجرتها كلّ وقّت هي تفتح فمّها. |
Ama kredi kartımı kullanırsa, ağzını kapalı tutacağını söyledi. | Open Subtitles | ولكن قالت أنّها ستبقي فمّها مُغلقاً. لو سمحتُ لها بإستخدام بطاقتي بين الحين والآخر. |
Kardeşinin söylediğine göre, kaçıran kişi ağzını eliyle kapattığı zaman olmuş. | Open Subtitles | أختها الصغيرة قالت حدث عندما المختطف... ضع يدّه على فمّها. |
ağzında ve yemek borusunun üst kısmında mide asidi buldum. | Open Subtitles | وجدتُ حمض المعدة في فمّها وأعلى المنطقة المريئية. |
Bir sağdıç olarak görevim, ağzında olmaması gerek şeylerin oraya girmediğinden emin olmak. Aynen. | Open Subtitles | بصفتي الوصيف، إنّها مهمّتي أن أحرص على أن لا يدخل شيء غريب إلى فمّها. |
ağzını zımbalamaları gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجدرُ أن يخيطوا فمّها عوض ذلك. |
Şunun ağzını aç. | Open Subtitles | افتح فمّها. |
Laflar ağzında tuhaf durur. | Open Subtitles | أدخلت الكلمات فمّها مضحك. |
Maktulün ağzında bir şey buldum. | Open Subtitles | وجدتُ شيء في فمّها |
ağzında bant olanı. | Open Subtitles | التي على فمّها شريط لاصق |