Yani Finn Johnson'ı tanıyınca, muhtemelen öfkesi aklını başından aldı. | Open Subtitles | لَكنَّه كَانَ، وعندما فنلندي إعترفَ ه، سيطرَ إستيائَه من المحتمل. |
Betty Finn gerçek bir dostum idi ve onu bir gurup Swatchdog ve Diyet Kokain bağımlılarına sattım. | Open Subtitles | ' فنلندي بيتي كان صديق مخلص وأنا بعتها لباقة سواتشدوج قليل السكر. |
Sence Betty Finn'in iyilik perisi mi onu mükemmel yaptı hala garip arkadaşlarıyla mı takılıyor olacaktı? | Open Subtitles | تعتقد إذا فنلندي بيتي جعلت العرابة الجنية هدوئها، هي ما زالت تتدلى مع أصدقاء ها؟ |
Finlandiyalı. Finlandiya'dan gelmiş. Doğru dürüst İngilizce bilmiyor. | Open Subtitles | إنه فنلندي من (فنلندا) لغته الإنجليزية ضعيفة |
Bir Fin'in memeni avuçlaması hatırlanacağın tek şey olurdu. | Open Subtitles | ثديكَ تم ملاعبته مِن قِبل فنلندي الكل سيتذكر ذلك |
Finli bir baron gibi davranıyordum. | Open Subtitles | كنت انتحل شخصية بارون فنلندي |
Memur Finn, lütfen şüphelinin ve ateş ettiğiniz an bulunduğunuz yeri gösterir misiniz? | Open Subtitles | فنلندي ضابطِ، يُمْكِنُ أَنْ تُشيرَ إلى موقعِ المشتبه به وأين أنت كُنْتَ عندما تُطلقُ؟ |
Eğer olay o şekilde olduysa, Memur Finn tam bu noktadan ateş etmiştir. | Open Subtitles | حَسناً، إذا ذلك الذي حَدثَ، فنلندي ضابطِ البندقية كان يُمكنُ أنْ تُشارَ في الأرضِ. |
Yani aslında Memur Finn'in üçüncü atışı yaptığını görmediniz? | Open Subtitles | لذا أنت لَمْ تَرى في الحقيقة نار فنلندي ضابطِ التي الطلقةِ الثالثةِ؟ |
Memur Finn o esnada neredeydi? | Open Subtitles | حيث كَانَ فنلندي ضابطِ متى تَنْظرُ للأعلى؟ |
Memur Finn'in görev çağrıları ile ilgili kayıtları hâlâ çıkarmadınız mı? | Open Subtitles | عِنْدَكَ نداءاتُ الإرساليةَ مِنْ سيارةِ دوريةِ فنلندي الضابطِ لحد الآن؟ |
Ateş ettiği kişi Johnson olmasaydı, Finn yine ölümcül atışını yapar mıydı? Ama öyle oldu. | Open Subtitles | فنلندي يُسلّمُ ذلك إنقلابِ دي النعمة، إذا ذلك الرجلِ ما سَبَقَ أَنْ كَانَ جونسن؟ |
Ama Memur Finn'in, Komiser Yardımcısı Johnson'a yere düştükten sonra yanlış bir şey yapmadığını ispatlamamıza yardımcı olabilir. | Open Subtitles | لَكنَّه ساعدَنا نُثبتُ بأنّ فنلندي الضابطِ لَمْ أذى العريفِ جونسن بعد هو كَانَ أسفل. |
Eğer Nikki Finn çok ama çok uzaklarda olsaydı... bu sevinçli günlerde... çok daha mutlu olabilirdik. | Open Subtitles | أعتقد إننا سنَكُونُ مبتهجين أكثر بكثير.. من الابتهاج بعُطل نهاية الإسبوعِ.. إذا "فنلندي نيكي" كَانتْ بعيدة، بعيدة جداً |
Bana "şişt" deme. Kimse Nikki Finn'i görmezden gelemez. | Open Subtitles | لا تُسكتُني لا أحد يمكنه تجاهل "فنلندي نيكي" |
- Ve Finn'le. çocuk istediğimi söylemiyorum ama çocuğumuz olsaydı, bayramlarda, Noel'de o büyük şöminenin karşısında hep birlikte olacağımızı hayal ederdim. | Open Subtitles | ، ومثل، فنلندي... لا أَقُولُ بأنّني أُريدُ الأطفالَ، لكن إذا نحن عَمِلنا... أنا كُنْتُ أَتخيّلُ... |
Evet, çılgın Finlandiyalı. | Open Subtitles | أجل ، فنلندي مجنون |
İlginç bir isim? Finlandiyalı mısınız? (finnish.) | Open Subtitles | . أسم ممتع هل أنتَ فنلندي ؟ |
Fin'lerin yaptığı, garip bir şekilde güzel olan bir kitap uyarlaması olan bir film vardı. | Open Subtitles | كان هناك .. على غير العادة ... فيلم فنلندي جميل منذ عدة سنوات مأخوذ عن ذلك الكتاب |
Olimpus'un eski kulelerinin tepelerinde Bir Finli ve Alman zıplaşırlarmış. | Open Subtitles | - هيا - على قمم جبال (أوليمبس) الشاهقة - رأى فنلندي وألماني كائنات تقفز |
Bir Alman sığınağında Finlandiya'lı bir askerle omuz omuza savaşacağımı hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد بأنه من الممكن أن أكون في مخبأ ألماني أقاتل مع جندي فنلندي |
- Artık Finlandiyalıyım. | Open Subtitles | - أنا فنلندي الآن - |