Banka böyle bir meblağda güvenebiliyorsa, baban da sende bana güvenebilirsiniz. | Open Subtitles | إن كان المصرف يأتمنني على هذا المبلغ فوالدكِ يمكنه ذلك، وأنتِ أيضاً |
O alaycı kuş şakımazsa Pırlanta yüzük alacak baban sana | Open Subtitles | "وإذا لم يغني ذلك الطير، فوالدكِ سيشتري لكِ خاتم ألماس." |
baban için yapabilecek birşeyim yoktu. baban öldürüldü. | Open Subtitles | لم يكن لدي ما أفعله بخصوص والدك فوالدكِ قد قُتِل |
Kızım, şunun kılçıklarını temizle, baban yemiyor öyle. | Open Subtitles | أعديها بشكلٍ صحيح فوالدكِ لايمكنه أكلها هكذا. |
Jeanne merak etme. baban yaşıyor. | Open Subtitles | لاتقلقي يا "جين" فوالدكِ يعرف دوماً كيفية النجاة |
Sana baban öğretti. | Open Subtitles | فوالدكِ قد علّمكِ |
İş dayağa geldiğinde baban Krajina'nın en iyisidir. | Open Subtitles | حينما يأتي الأمر للضرب فوالدكِ هو الأفضل في أوكرانيا ! |
Yerinde olsam bu konuda endişelenmezdim Sasha. baban oldukça güçlü biri. | Open Subtitles | (ما كنت لأقلق عليه ، (ساشا فوالدكِ واسع الحيلة |
Herşey yolunda. baban burada. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic} لا بأس، فوالدكِ هنا. |