"فوتوغرافية" - Translation from Arabic to Turkish

• Fotoğrafik
• fotografik
• fotoğrafı
• fotoğraflar
• fotoğraf
• fotoğrafçı

Dr Meinheimer'ın Fotoğrafik hafızası olduğunu söylemiştin fakat bu gece benimle tanıştığını hatırlamadı.
بتقولي الكتور مينهيمر عنده ذاكرة فوتوغرافية صح؟ لكنه امبارح معرفش يفتكرني

O toplantıyı hatırlıyorum ve ben de Fotoğrafik hafıza vardır.
أتذكر ذلك الإجتماع ولديّ ذاكرة فوتوغرافية

Fotoğrafik bir hafızası vardı. Yani tüm bu yavru, onun fikriydi.
كانت له ذاكرة فوتوغرافية كل هذا كان فكرته

Bunun gibi bir insansız hava aracı işe yarar yükleri taşımak içindir, video kamera gibi ya da fotografik kamera.
الآن الطائرة مثل هذه المفترض أن تحمل حمولة مفيدة، مثل كاميرا الفيديو أو كاميرا فوتوغرافية.

Ve kitaplar üzerinde oturan bir öğretmen fotoğrafı bulabildiğim için şanslıydım.
كنت محظوظا بايجاد صورة فوتوغرافية لمعلمة تجلس على بعض الكتب.

- Bunlar da Fotoğrafik kağıt olmalı.
وهذا يعني بأن هذه الأرواق لابد أنّ تكون فوتوغرافية.

Fotoğrafik hafıza, trilyonda bir bulunan IQ ve bir de müzik yeteneği.
ذاكرة فوتوغرافية, إختبار الذكاء للترليون, و في الموسيقى كذلك

Fotoğrafik hafıza, trilyonda bir bulunan IQ ve bir de müzik yeteneği.
-الطفل المعجزة, ذاكرة فوتوغرافية , إختبار الذكاء للتريليون, و في الموسيقى كذلك

Kusura bakma Fotoğrafik hafızam yok ama beynim zaten müthiş olmakla meşgul şu anda.
،آسفة لأنني لا أمتلك ذاكرة فوتوغرافية لكن عقلي مشغول للغاية بإظهاري رائعة

Görevi, kutup dairesindeki Çin ve Rus askeri takviyelerinin Fotoğrafik kanıtını toplamakmış.
كانت المهمة من أجل جمع أدلة فوتوغرافية من الجيش العسكري الصيني والروسي في الدائرة القطبية الشمالية حسنًا.

Ve en önemlisi Fotoğrafik hafızan olması.
والأكثر أهمية لنا لديك ذاكرة فوتوغرافية

Ben bir avukatım, dolayısıyla Fotoğrafik hafızam var.
أنا محامية ، لذا لديّ ذاكرة فوتوغرافية

Bu hareketi Fotoğrafik görüntülerle oluşturmaya çalışıyordu.
لقد كان يختبر بصور فوتوغرافية الحركة

Biri Fotoğrafik plakayı buraya yerleştiriyor.
أحدهم يضع رقاقة فوتوغرافية هنا

- Fotoğrafik hafızası olanın dediğine bak.
بقولِ الرجل الذي ذاكرتهُ فوتوغرافية.

Belli ki Fotoğrafik hafızası var.
عِنْدَها من الواضح ذاكرة فوتوغرافية.

Farklı resimlerin arasındaki sınırlarda rengi, kontrastı ve parlaklığı eşleştirerek, alanın derinliği, solmuş renler ve parazit gibi Fotoğrafik kusurları ekleyerek, farklı resimler arasındaki sınırları siliyoruz ve tek bir resimmiş gibi görünmesini sağlıyoruz, tek resmin temelde yüzlerce katmandan oluşmasına rağmen.
فبمطابقة الألوان والتباين والإضاءة في الحدود ما بين الصور المختلفة وإضافة تأثيرات فوتوغرافية مثل عمق المجال الألوان غير المشبعة والضجيج نمحو الحدود بين الصور المختلفة ونجعلها تبدو كصورة واحدة على الرغم من أن الصورة الواحدة قد تحتوي أساسا على مئات الطبقات

Pekâlâ... Benim fotoğraflama sürecimin yüzde doksanı aslında fotografik değil.
حسنا فإذاً ٩٠ في المئة من عملية التصوير الفوتوغرافي لدي هي في الواقع ، ليست فوتوغرافية

Bu, Stockholm'de üzerinde iki araba olan güzel bir caddenin fotoğrafı.
هذه صورة فوتوغرافية لسيارتين في شارع جميل في (ستوكهولم).

Kapıdan çıkar çıkmaz İstenir fotoğraflar, imzalar Alkışla karşılanırsın Evet!
صور فوتوغرافية ، والتوقيعات في كل مكان تذهب تسمع تصفيق

Bu, temiz bir fotoğraf. Peynirin içinde hiçbir şey görmüyor musun?
إنها صافية مثل صورة فوتوغرافية أنتِ لا ترين شيئاً في الجبنة؟

Bir Arap kadın fotoğrafçı olarak, projelerim için kişisel deneyimlerden daima ilham aldım.
كمصورة فوتوغرافية عربية لطالما وجدت إلهاما كبيرا في التجارب الشخصية