"فوجدته" - Translation from Arabic to Turkish

    • buldum
        
    • onu
        
    Doğru duyduğumdan emin olamadığım için oturum arasında onu buldum. TED ولست متاكدا ان كنت قد سمعت بالضبط ما اظن انني سمعته فوجدته بعد المؤتمر في الاجتماعات الجانبية
    Ve az önce içeri girdim ve onu yatağında ölü bir striptizciyle buldum. Open Subtitles ولقد ذهبت لملاقاته فوجدته مع جثة متعريه في سريره
    Üç yıl önce, babamın beyin sapında şiddetli bir felç geçirdiğini öğrendiğimde, Montreal nöroloji enstitüsünde yoğun bakım ünitesindeki odasına girdim ve onu oksijen cihazına bağlanmış ölü gibi yatarken buldum. TED قبل ثلاث سنوات، عندما علمت أن أبي كان يعاني من سكتة دماغية أليمة في جذع دماغه، توجهت إلى غرفته في وحدة العناية المركزة في المعهد العصبي لمونتريال فوجدته ممددا وكأنه ميت حي، مربوط بجهاز تنفس.
    Bir gün işten eve geldiğimde onu yatakta buldum. Open Subtitles يوماً ما عدت من العمل فوجدته على السرير
    Bu sabah. Uyandığımda evde buldum. Open Subtitles هذا الصباح, إستظقيت فوجدته في المنزل.
    Birkaç ay önce eve geldiğim de onu, elinde bir silahla buldum. Open Subtitles ومنذ عدة شهور عدت للمنزل... فوجدته يحمل مسدسًا
    onu izlerken olayı çok enteresan buldum. Open Subtitles كنت أشاهده فوجدته مثيراً للاهتمام
    Sayım için geldiğimde onu bu halde buldum. Open Subtitles دخلت لجرد المخزون فوجدته هكذا.
    Ortalığı temizlemeye gelmiştim. onu mısırların arasında buldum. Open Subtitles لقد جئت للتنظيف فوجدته بين حقول الذرة
    Eve döndüğümde onu dairemin yakınında dolanırken buldum. Open Subtitles عدت للبيت فوجدته يعبث بشقتي
    Nasıl? Oğulları Jake aradı. Pikesville'de bir dinleme yerindeki ankesörlü telefondan aradığını buldum. Open Subtitles لقد اتصل (جايك)، ولقد تتبّعته فوجدته هاتف عمومي في استراحة في (بيكسفيل)
    Küçük olanı raylara ulaşamadan düşüyordu ve iyi kalpli bir kadın onu buluyordu. Open Subtitles وسقط الأصغر قبل أن يصل للقطار، فوجدته سيدة طيبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more